Ücretli/Ücretsiz Emek Kıskacında Kadınların 1 Mayısı

Bu yıl da daha önceki birkaç yıldır olduğu gibi feministler, “feministler” pankartıyla 1 Mayıs yürüyüşüne katılıyor. Sınıfsız bir toplum kurma misyonunu üstlenme iddiasındaki işçi sınıfının teori ve politikasına önemli bir eleştiri feministler tarafından yapılmıştır.

İşçi sınıfının da cinsiyetli ve hiyerarşik  bir yapısı olduğuna dair feminist eleştiri,  günümüzde sınıf mücadelesinin barındırdığı sıkıntılara ve sömürüsüz bir toplum tahayyülünün kadınlar açısından başka teorik-politik açıklamalara ihtiyaç duyduğuna işaret eder. Emekçi kadınların neden daha fazla sömürüldüğünü, ücretlerinin neden daha düşük olduğunu, neden birçok iş kolunda çalıştırılmadıklarını ve kadın bedeninin çoğunlukla cinsel istismara, şiddete ve tacize açık bir hale getirilmesinin nedenlerini  kapitalist üretim ilişkileri ve sömürüsüyle açıklayamayız. Mesai sonrası erkek işçiler evlerine gittiklerinde, yemek yapmaktan çocuk bakımına, ev temizliğinden hasta ve yaşlı bakımına, evdeki anne, kız kardeş, eş vb. kadınların gördükleri bir dizi işin neden çalışma, emek harcama sayılmadığını ve bu işlerin neden sadece kadınlar tarafından yapıldığını yine kapitalizmle açıklayamayacağımız gibi…

1 Mayis’a katılan feministler olarak kapitalizme karşı ücretli kadın emeği sömürüsü bağlamında taleplerini, itirazlarını dile getirirken aynı zamanda iş yerlerindeki cinsiyetçiliğe, cinsiyetçi işbölümüne karşı çıkıyor ve bunları teşhir etmeye çalışıyoruz. Kadın çalışanlar olarak maruz kaldığımız cinsiyetçiliğin özneleri sadece erkek patronları değildir, aynı zamanda işyerlerinde emek sömürüsüne karşı,  birlikte sınıf mücadelesi verdiğimiz  erkek sınıfdaşlarımız tarafından da cinsiyetçiliğin çeşitli biçimlerine maruz bırakılıyoruz ve bu (erkek) arkadaşlarımızın cinsiyetçi iş bölümünün üretilmesinde bizzat rol aldıklarına dikkat çekmeye çalışıyoruz. Sınıf mücadelesinin ekonomik ve siyasi  alanları olan sendikalarda da erkeklerle aynı nedenlerle karşı karşıya geliyor ve tüm bu ayrımcılığa karşı mücadele etmek zorunda kalıyoruz.

Kadınların yıllardır mücadele ettikleri eşdeğer işe eşit ücret talebinin yerine getirilmemesinin müsebbipleri maalesef sermaye sahiplerinden ibaret  değil.  Kadınların iş hayatında uğradığı  ayrımcı koşulları destekleyen sınıf yoldaşları var. Burjuvaziye karşı işçi enternasyonalizminden söz eden erkek yoldaşlar kadınların ücret eşitliği talebi karşısında aynı enternasyonalizmi göstermiyorlar. Kadınlara karşı bu patriyarkal dayanışma bizzat sınıfı bölen bir olguyken, buna karşı politikalar geliştirmenin sınıf düşmanlığı olarak görülmesi, kadınlar karşısındaki erkek dayanışmasını ifşa eder.

Kadınlar ezilen ve yoksul olan işçi sınıfı erkeklerinden  kategorik olarak daha “alttakileri” ve yoksulları temsil ettikleri; sermaye tarafından ezilen/sömürülen erkek işçilerin anneleri, eşleri, kız kardeşleri ve kız çocukları olarak bizzat onlar tarafından da ezildikleri, emeklerine el konulduğu, baskı ve şiddete maruz kaldıkları içindir ki, biz feministler 1 Mayıs’ta alanlarda oluyoruz. Bu nedenle 1 Mayıs kadınların emeklerini görünür kılınma amacıyla katıldıkları bir gün aynı zamanda. İşçi sınıfı erkekleri için kapitalist sömürüden kurtulma birincil mücadele alanıyken, biz kadınların hem kapitalizmden hem de erkek egemen sistemden kurtuluşu hedefleyen bir politik mücadeleye ihtiyacımız var.  Ücretli çalışsınlar ya da çalışmasınlar tüm kadınlar ev kadınlığı yapıyor.

Kadınların ücretsiz bakım ve ev işleri emeğini görmeden, mücadelenin sadece kapitalizme karşı olacağını düşünmek bugün için geçerli değil artik. Tüm ezme ve ezilme ilişkilerinin ortadan kalkmayacağı bir dünya feministlerin kabul edebileceği bir dünya değil. Kapitalizme karşı geliştirilen politikalar ve mücadele hattı aynı zamanda erkek egemen sistemi de hedefine almalı. Ama aynı zamanda, kadınların karşılıksız ev emeğinden çıkarları olan tek tek erkeklerin egemenliğine karşı çıkmadan kadınların kurtuluşu mümkün değil. Ayrıca, devletin ve sermayenin  istihdam ve sosyal güvenlik politikaları da kadınların ev içi emeğini yok sayıyor. Bu nedenle feministler olarak 1 Mayıs alanlarında hem kapitalizme, hem patriyarkaya, hem de tek tek erkeklere karşı sözümüzü söylerken, aynı zamanda da politik özne olarak kucaklayıcı olma çabası içinde kadın dayanışmasını da öne çıkartıyoruz.

Yorumlara kapalıdır.