Emel Dalfidan
“Kalkınma bir ülkede toplumsal refahın artması, insanların sınıf, cinsiyet, ırk, etnik köken, din vb. farkı gözetilmeksizin insan onuruna yakışan, bir yaşam düzeyi sürdürebilmesi için yürütülen çalışmalar olarak tanımlanabilir.”
Kapsamlı bir araştırmanın ve pek çok örneğin yer aldığı Kalkınmada Kadın Emeği adlı kitap, kalkınmanın ne olduğunun açıklandığı giriş bölümünde yer alan yukarıdaki satırlarla başlıyor. Kalkınma düşüncesinin gelişimi, kalkınma teorileri, kalkınma stratejileri ve kalkınma ideolojileri dünyada ve ülkemizde bunlara ilişkin uygulamalar tarihsel gelişimi içinde detaylı bir şekilde incelenerek okuyucuların bilgisine sunulmuş.Kalkınma düşüncesinin köklerine ilişkin ilerleme, büyüme ve toplumsal değişim kavramları, bu kavramlar etrafında klasik iktisadın önemli teorisyenlerinden Adam Smith’in “Ulusların Zenginliği” kitabının etrafında şekillenen kalkınma düşünceleri ve bu düşünceler etrafında oluşan iktisadi ve sosyal uygulamalar tartışılıyor.
“Kalkınma düşüncesine kadınların dahil edilmesinin hikayesi” başlığı altında, farklı feminist yaklaşımların, kalkınma düşüncesinin başlangıcında kadınların olmaması, kalkınma düşüncesine önce kadının daha sonra ise toplumsal cinsiyet rollerinin dahil edilmesine yönelik eleştirileri incelenmiş. Ekolojik, radikal ve sosyalist feministler kalkınma düşüncesine farklı yaklaşımlarla eleştiri getirmiş; kadınlara yönelik baskının temeli olarak üretim ve yeniden üretim, ekonomik büyümenin çevreye verdiği zarar, kadınların doğal kaynaklara ulaşmada yaşadığı zorluklar ve yoksunluklar önemli çalışma alanlarını oluşturuyor.
Kadınların kalkınmaya katkıları, aile içinde ve kamusal alanda gerçekleşir. Bu durum, kadın emeğine ilişkin önemli teorik tartışmaların başlığını oluşturur. Kitap bu tartışma çerçevesinde klasik iktisadın aileye bakışını, yeniden üretim alanında yer alan bakım hizmetlerinin kadınlar tarafından yerine getirilmesinin sermaye ve erkekler için anlamını gösteriyor. Kitapta, Marksist teoride ailenin ele alınışına, sonrasındaysa Marksist teorinin kadın emeği konusunda eksik bıraktığı noktaları eleştiren ve ev içi üretim, patriyarka ve kapitalizm arasındaki ilişkiyi açıklayan Christine Delphy ve Heidi Hartman’ın görüşlerine yer verilmiş.
1980 sonrasında ülkemizde yaşanan ekonomik ve sosyal değişimler işgücü piyasasında köklü dönüşümlere sebep olurken istihdam edilen kadın işgücü hızla azalıyor. Patriyarkal kapitalizm kadınlar için güvencesiz, örgütsüz çalışma koşullarını dayatıyor. Bu kitap, kalkınma ve özgürleşme arasındaki bağı kurmak isteyen kadınlara yaşamın her alanında eşit yer almanın önemini gösteriyor.
Kalkınmada Kadın Emeği, Gülay Toksöz
Varlık Yayınları, 2012.