Tuğba Özcan
Aksu Bora’nın Ayizi Yayınevi’nden çıkan Feminizm Kendi Arasında, “yıllardır emek verdiğimiz bunca birikimin belki de birikmediği duygusuyla başa çıkmak kolay değil” diyerek çeşitli yerlerde yayınlanmış yazıları bir araya getiren bir kitap. Feminizmi Tartışmak, Temsili Kadın Kadınları Temsil Edebilir mi? Kadınlık ve Maziye Bir Bakıver başlıklarıyla dört bölüme ayrılmış. Feminizm içi tartışmaları besleyen, kimlik siyasetine, projelere, politik aktörlerin müdahale güçlerine vurguyla, sorular sorarak, kendi cevaplarını tekrar ele alarak çok verimli bir tartışma hattı yürüttüğü yazıları bugüne de denk düşen konular hala. Kadınlık bölümündeki yazılar ise bir çırpıda keyifle okunuyor. Bu bölümü okurken, geçen sene Amargi dergisi okur buluşması için ODTÜ’ye gelen Aksu Bora’nın kadınların gündelik öykülerinin, yaşanmışlıklarının anlatısının ne kadar değerli olduğunu vurguladığını ve bu tür yazıları öncelediğini söylediğini hatırladım. Çok yalın, çok gerçek, hep tanıdığımız ama anlatılmaya ihtiyacı olan ve sayfalarca teorinin işaret edemeyeceği kadar açık…
2004’ten bugüne kadınlık hallerinden yerel politikaya, projecilikten şimdinin eylemliliğine, feminizme içkin hemen her konuya değinen yazıları tarihe not düşen kitapta, önceden yayınlanmamış bir bölüm var: feminizm kendi arasında. Benim çok eğlenerek okuduğum bir tespitler dizisi oluşturmuş Aksu Bora. Farklı feminizmler denilen ama çeşitliliğin içinden de kolay kolay çıkılamadığı şu vaziyette, gözlemlerinden küçük bir feminizmler sözlüğü yaratmış. Bana sürpriz olmuştu bu kısım, şimdi anlatıp okuyucuların keyfni baltalamayayım.
Ve tabi Perşembe Grubunun Dergisi: Yeter! Aksu Bora’nın “kendi hikayeni bulup çıkarmak, tamir etmek, belki yeniden yazmak…” dediği, yapılanların, anısı kalanların sese ama daha çok da yazıya dönüşmesinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Kadınların sessiz tarihini tozlarından arındırmaya çağıran Virginia Woolf, tekrar söylesin: “Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!..”
Feminizm Kendi Arasında / Aksu Bora
Ayizi Yayınları