Kadınlardan Açıklama: “Duvarların ve Sınırların Ne Olduğunu En İyi Bilenleriz!”

ayse-gokkan-dayanisma

Devlete ve duvarlarına hepimiz için dur diyen Ayşe Gökkan’ın yanındayız!

Ayşe Gökkan’la dayanışmak için Galatasaray’da yapılan basın açıklaması şöyledir: 

“Bugün burada devleti ve hayatlarımızın ortasına örmeye kalkıştığı duvarı durdurmayı başarmış ve bizi özlediğimiz barışa bir adım daha yaklaştırmış olan Ayşe Gökkan’ın yanında olduğumuzu söylemek için toplandık. Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan hepimizin barış talebini bedenine ve direnişine taşıdı. Ayşe Gökkan yalnızca Nusaybin-Qamişlo arasına örülecek duvara engel olmadı. Devletin tüm duvarlarına, sınırlarına, halkları, tarihi ve hayatı ikiye bölen savaş mekanizmalarına karşı direndi. Devletin ilgili birimlerinin “duvardan vazgeçildiğine ” dair verdiği söz üzerine eylemini sonlandıran Ayşe Gökkan’ın direnişi, bugün sonlandırdığı ölüm orucundan çok önce başlamıştı.

Ayşe Gökkan 4 yıldır Nusaybin Belediye Başkanı… Nusaybin’i bir kadın kenti haline getirmiş, yönetimde ve belediyecilik anlayışında toplumsal eşitliği merkeze almış bir başkan. Nusaybin’in hemen karşısında; Nusaybin’lilerin akrabalarının yaşadığı ve Suriye sınırları içinde kalan Qamişlo bulunuyor. Qamişlo ile Nusaybin sınır ve mayın tarlalarıyla ayrılmış durumda. Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha önceden bu mayınları kaldıracağını vaat etmişti. Bunun yerine, yakın zamanda sınıra; Nusaybin’den Ceylanpınar’a kilometreler boyunca bir duvar örmeye başladı. Belediye Başkanı Ayşe Gökkan bu duvarın hangi amaçla örüldüğünü öğrenmek için tüm mülki amirliklere başvurdu, mektup yazdı. Hiçbir yerden cevap alamayan Ayşe Gökkan açlık grevine başladı. Eyleminin “şov” olarak tanımlanması, su verilirken dahi kötü muameleye tabi tutulması karşısında açlık grevini ölüm orucuna çevirdi. 9 gün süren ölüm orucunu bugün sonlandıran Ayşe Gökkan şu anda hastanede müşahade altında.

Bizler aşağıda imzası bulunan kurumlar, gruplar ve kişiler olarak her ne gerekçe ile olursa olsun inşa edilmesi planlanan ve Ayşe Gökkan’ın direnişiyle inşaatı durdurulan duvar için “bir daha asla” diyor ve soruyoruz:

Bu duvarı örme kararı kim tarafından, hangi prosedürler sonucunda alınmıştır? Bu duvarı örme yetkisi kimdedir? Hükümet bölgede yaşayan Kürt halkının ve diğer halkların bu konudaki hassasiyetini bilmesine rağmen ve bir yandan barış sürecinden bahsederken nasıl olur da böylesi bir uygulamaya girişir? Başbakan’ın İsrail örneğinde “utanç duvarı” adını verdiği duvar siyasetinin Türkiye’de uygulanması nasıl açıklanmaktadır? Başka nerelere duvar örülmesi planlanmaktadır? Devletin tüm üst düzey kurumları, bir belediye başkanını günlerce nasıl yok sayabilmiştir? Bu yok sayma; Ayşe Gökkan kadın olduğu, Kürt olduğu, muhalif bir partiden olduğu için mi yapılmaktadır? Zaten yıllardır acı çekmiş ve artık savaş değil barış isteyen Nusaybin, Cizre, Diyarbakır, Mardin halkları nasıl böyle sorumsuzca huzursuzluğa sevk edilmiştir?

Biz, hükümetin ve devletin çok geç olmadan bu soruların cevabını kamuoyu ile paylaşmasını, duvarın yapılmayacağına dair verilen sözünün arkasında durmasını talep ediyoruz. Böylesi kararlar, bu kararlardan etkilenecek halklar dışlanarak alınamaz. Hükümetin yereli dışlayarak aldığı her karar büyük felaketlere sebep olmaktadır. Ayrıca tüm partilerden kadın milletvekillerini Ayşe Gökkan’a destek olmaya, sınırlara örülmesi planlanan duvarlara karşı durmaya çağırıyoruz. Herkesi canını ortaya koyarak devlete dur diyen; barıştan ve yaşamdan yana durarak da eylemini sonlandıran Ayşe Gökkan ve onunla birlikte direnen Kürt halkı ile dayanışmaya çağırıyoruz.”

Ayşe Gökkan’la Dayanışma İmzacıları

Yorumlara kapalıdır.