Hayatın erkek bakışına ve erkek egemenliğine göre biçimlendirildiği, hane içinde kocanın üstünlüğünün kabul edildiği patriyarkal düzende, koşullarımızın erkeklerle eşit olmadığını biz kadınlar çok iyi biliyoruz. Ataerkil toplumun yarattığı korkunç sonuçları hafifletmek amacıyla, “taciz ve tecavüz suçlarında kadının beyanı esastır; aksini ispat erkeğin yükümlülüğündedir” ilkesini benimsiyoruz.
Posts Tagged ‘kadının beyanı esastır’
Nerden Baksan Tutarsız!/İstanbul Feminist Kolektif
İstanbul Feminist Kolektif’ten Başbakana: “Sen konuştukça kadının beyanı esas olmaktan çıkıyor. Sen sus kadınlar konuşsun!”
Başbakanın açıklamalarına karşı İstanbul Feminist Kolektif’ten yapılan açıklama şöyle:
“Biz feministler, Kabataş’ta başörtülü bir kadının saldırıya uğradığı beyanını duyar duymaz bu saldırıyı kınadık ve kadınlar arası dayanışma gösterdik. Çünkü, “kadının beyanı esastır” ilkesini benimseyen ve bunun mücadelesini veren kadınlar olarak, kadının kim olduğuna ve suçlamanın içinde bulunduğumuz Gezi direnişine yönelmiş olmasına bakmaksızın, yapmamız gereken buydu. Bir kadın tacize uğradığını beyan ettiğine kadının beyanını doğru kabul edilmeli ve aksi kanıtlanana kadar bu kabulün gerekleri yerine getirilmelidir.
Muğlalı Kadınlar: Muğla Belediyesi’nde Tecavüz Sanığı İstemiyoruz/29 Aralık 2012
“Fethiye davası” olarak bilinen toplu tecavüz davası sanıklarından Vahdet Kadıoğlu, Muğla Belediyesi’nde resim dersi veriyor. Vahdet Kadıoğlu’nun Muğla Belediyesi Muğla Kültür Şenliği kapsamında Konakaltı Kültür Merkezi’nde resim sergisi açması Muğlalı kadınlarca protesto edildi. Ayrıca Vahdet Kadıoğlu’nun, yani bir toplu tecavüz olayında sanık olmuş bir kişinin Muğla Belediyesi bünyesinde kurs vermesini istemeyen kadınlar bir imza kampanyası açtılar. Davanın henüz bitmediği ve Yargıtay’da devam ettiği hatırlatılan imza metninde ‘kadının beyanı esastır’ ilkesi önemle vurgulanıyor
http://imza.la/mugla-belediyesinde-tecavuz-sanigi-istemiyoruzz Devamını Oku…
‘Boğaziçi’ndeki Tacizi İfşa Ediyoruz!’
Kadınlara ve lgbt bireylere yönelik cinsel şiddet ve tacizin, bir egemenlik ilişkisi altında gerçekleştiğini, bunun erkeklerin uyguladığı bir tahakküm olduğunu ve her bir olayın bu tahakkümü toplumsal olarak devam ettirdiğini hep vurguladık. Bu yüzden bedenlerimize ve kimliğimize yönelmiş şiddetin, taciz ve tecavüzün erkek şiddeti olarak görünür kılınmasında ve bu suçların suçun faili, bu tahakküm biçiminin sürdürücüsü olan erkek öznelerden ayrı düşünülemeyeceğinde ısrarımızı sürdürüyoruz.
Fethiye Davası Kadınların Davasıdır
27 Nisan’da yine Fethiye’deyiz!
Feministler yıllardır kadınlara yönelik tecavüz ve cinayet davalarını takip ediyorlar, kadınlara yönelik sistematik şiddete görünürlük kazandırmaya çalışıyorlar. ‘Taciz ve Tecavüze Son İnisiyatifi’ adına katılım çağrısı yapılan Fethiye’deki toplu tecavüz davası da başından beri kalabalık bir kadın katılımı ile takip ediliyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Muğla ve Antalya’dan feminist aktivist ve avukatlar da her duruşma günü Fethiye Adliyesi’nde oluyoruz.Devamını Oku…
Tacize Dair…
Bir kere, eğer sosyalist/sol/muhalif bir örgütte faaliyet yürütüyorsanız, az çok okumuş yazmışlığınız varsa, bir mesleğiniz varsa, yani “kurtulmuş” kadınlardansanız, cinsel tacize uğradığınızı kabullenmeniz pek o kadar kolay değildir
“Bir kadının tacize uğradığını söylemesi zordur”. Hepimizin diline pelesenk olan bu cümlenin nedense hayatta bir karşılığı yoktur ama. İçinde yaşadığımız toplumda kadınların her düzeyde şiddete, cinsel tacize, tecavüze uğraması “vaka-i adiyedendir” ama bunu ifade etmesi o kadar sıradan değildir. Bu sıradan olmayan beyanlar da, zaten sıra dışı tepkilerle karşılanır.
Devamını Oku…