AKP’nin sözde kadın istihdamı paketine karşı seferberlik ilan eden kadın ve emek örgütlerinin ilk sokak eylemi 1 Kasım Cuma akşamı İstanbul forumlarından kadınların katılımı ile gerçekleştirildi. Yoğurtçu Kadın Forumu’nun çağrısıyla yapılan eyleme Göztepe, Ümraniye, Koşuyolu, Abbasağa gibi farklı forumlardan yaklaşık 60 kadın dövizleri ile katıldı. Devamını Oku…
Posts Tagged ‘kadin istihdami’
Neoliberalizm, Enformelleşme ve Kadın Emeği
Nuray Ergüneş
Özellikle son otuz yılda Dünya genelinde yaşanan eğilimlerden biri de kadın istihdamındaki artış oldu. Bu eğilim literatürde “emeğin feminizasyonu” olarak isimlendirildi. Oysaki bu saptamada genel kabullerin ötesinde bir durum vardı, oda kadın istihdamındaki artışın esasında formel alan olarak isimlendirilen güvenceli, tam zamanlı işlerde değil güvencesiz, esnek, geçici işlerde yaşanmış olmasıydı. Bu ise bizlere emek piyasasının ırk, etnisite ve cinsiyet temelli uğradığı belirlenim ve bölünmeyi de bir kez daha işaret ediyordu.
Ücretli İş ve Ücretsiz Bakım Hizmeti Ekseninde Kadın Emeği: 1980’lerden 2000’lere
Melda Yaman Öztürk
Türkiye’de sermaye birikimi sürecinde son on yıldır yaşanan dönüşüm, sermayenin ihtiyaçları uyarınca, emek süreçlerini de dönüştürmektedir. Türkiye’de sermaye, 1980’lerden itibaren üretim süreçlerini ‘esnekleştirmeye’, enformel istihdama yönelmeye başladı ve bu eğilim 2000’li yıllarda daha da hızlandı. 2003 yılında yürürlüğe konan Yeni İş Yasası esnek üretim süreçlerine yasal dayanak sağlamış oldu. Ardından, sosyal güvenlik sistemi yeniden yapılandırılarak çalışanların kazanımları törpülendi, emek maliyetleri düşürüldü. Ücretli çalışanların yarısının kayıt dışı istihdam edildiği koşullarda, sosyal güvenlik ve sağlığın metalaştırılmasıyla, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerine erişmek daha da zor hale geldi.
Çağrıya Bağlı Çalışma
2003 yılında kabul edilen 4857 sayılı yeni iş yasası ile yapılan değişiklikler, yaşamlarımıza yeni kavramlar ve tanımlamalar getirdi. Özellikle çalışma biçimlerinde yapılan değişikliklerin ilk örnekleri, sanayileşmesini daha önce tamamlamış ülkelerden alınarak iş yaşamlarımıza katıldı. Kapitalizmin üretim sürecinde getirdiği esnekleşmenin somut örneklerinden biri olan “çağrıya bağlı çalışma” biçimini ve kadınlık durumlarımıza etkilerini görebileceğimiz zamanlar yakın. Bu durumdan hareketle, ilk önce söz konusu çalışma biçimine ilişkin bir ön bilgilendirme yapacağım, sonra da olasılıklar üzerinden konuya bakmaya çalışacağım.
Çağrıya bağlı çalışma kısmi süreli çalışma olarak değerlendiriliyor. Yasadaki hali şu şekilde:
Sosyo-Ekonomik Politikaların Dönüşüm Sürecinde Kadın Emeği•
Melda Yaman Öztürk
Kadınlar, son dönemde gerçekleşen neo-liberal yeniden yapılanmadan en fazla etkilenen kesimlerden birini oluşturmaktadır. Çalışma biçimlerinin esnekleştirilmesi, sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılması, tarımsal yapılarda dönüşüm, kanun hükmünde kararnameler, sosyal politikalar… kadınların ev içindeki ve emek piyasasındaki konumunu olumsuz etkilemektedir.
Kadınların günümüz Türkiyesi’ndeki konumunu anlayabilmek için, iktisadi, siyasal ve toplumsal yeniden yapılanmayı bir bütün olarak gözden geçirmemiz gerekir. Bir yandan “güçlü aileyi” hedefleyen projeler, bir yandan evde bakım hizmetlerine parasal destek, bir yandan ihracatı artırmaya yönelik sanayi stratejileri, bir yandan emek piyasasında düzenlemeler, toplumu dört bir yandan kuşatmış bulunuyor. Bu kuşatılmışlık içerisinde kadınların hane içindeki ve emek piyasasındaki emek süreci de yeniden yapılanıyor. Devamını Oku…
Esneklik Kadın İstihdamı İçin Bir Alternatif Olabilir mi?
Özlem Kaya – Ece Kocabıçak
Sermaye birikiminin 1970’li yıllarda içine girdiği krizi aşmanın yollarından biri, tüm dünyada esnek çalışmanın yaygınlaştırılması oldu ve bu tür çalışma, kısa süreli ve geçici işlerin, süreli iş sözleşmelerinin, taşeronlaşmanın gelişmesiyle sağlandı.
Türkiye’de ise esnekliğin yaygınlaşabilmesi için, 12 Eylül ile işçi sınıfının örgütlülüğüne büyük bir darbe indirilmesi gerekti. Böylelikle Türkiye’de esneklik, 1980’lerin sonunda hızlanan bir süreç olarak yaşanmaya başladı. Devamını Oku…
AKP’nin “Kreş Desteği” Düzenlemesinden Kimler Yararlanacak?
Hülya Osmanağaoğlu
İstihdam yasası, torba yasa, ev ve iş yaşamını uyumlulaştırma politikaları içindeki her düzenlemeyle AKP Hükümeti kadın istihdamını artırma hedefini öne çıkarıyor. Fatma Şahin’in çalışan kadınlara kreş desteği için düzenleme yapacaklarını söylemesi de bu sürecin son adımı oldu.
Ev İşçileri ve Özel İstihdam Büroları
Mutfak Cadıları Temmuz 2011
Neo-liberal ekonomi politikalarının etkisiyle hizmet sektörü çalışanlarının sayısı son yıllarda hızla artmıştır. Bu durum, sosyal politikaların formel sektör çalışanları için dahi kısıldığı koşullarda işgücü piyasasına giren orta ve üst sınıf kadın sayısındaki artış ile birleşince gündelikçi, hastabakıcı, bebek bakıcısı gibi neredeyse tamamını kadınların oluşturduğu ev işçilerinin hizmet sektöründeki payı da giderek artmaktadır.
Nasıl Çalışıyoruz?
Mutfak Cadıları Haziran 2011
Birkaç gün önce 2011 yılı Şubat dönemine ait Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı açıklandı. Bu oran bir önceki yılın aynı dönemine göre % 48,5 olarak gerçekleşmiş. Bu verileri cinsiyetlendirirsek aynı dönemler için erkeklerde işgücüne katılma oranı % 70,6, kadınlarda ise % 27,2’dir. Yani 100 çalışabilir nitelikte insandan sadece 48’i çalışmak arzusunda ya da çalışıyor. 52 kişi çalışmaktan vazgeçmiş ve 100 çalışmakta ya da çalışma arzusunda olan insandan ise sadece 27’si kadın, geri kalanı erkek.
Güçlenen Aile; Zayıflayan Kadın
Mutfak Cadıları Haziran 2011
Seçimler yaklaşırken iktidar ve ana muhalefet partisi seçim beyannamelerini ve sıra sıra projelerini açıkladılar: iktidar partisinin projelerinin ana eksenini kent yatırımları ile yoksulluğu sürdürülebilir kılma oluştururken, muhalefet daha çok yoksulluk ve işsizlik konusunu odağında tuttu.
‘Kadınların Davos’u’na eleştiri
Mutfak Cadıları Mayıs 2011
21. Küresel Kadın Zirvesi 5-7 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak. Zirveye 1000’in üzerinde iş kadını, politikacı ve sivil toplum örgütlerine mensup kadın katılıyor; hepside bulundukları kurumlarda üst düzey yönetici, yani ‘lider’ konumunda kadınlar. Aralarında Boeing, Intel, IBM, Vodofone, PepsiCo gibi dev şirketlerin üst düzey yöneticileri ile dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 30’un üzerinde bakan var. Zirvenin amacının bu üst düzey konumlardaki kadınların birbirleriyle tanışarak, iş çevrelerini genişletmek ve bu sayede yeni işbirlikleri kurmak olduğu açıkça belirtiliyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’deki iş kadınlarının bu çevreye dahil olmasını önemsemiş ve Küresel Kadın Zirvesi Başkanı Irene Natividad’i zirvenin bu yıl Türkiye’de yapılması için ikna etmiş. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner de Türk pazarına girmek isteyen bu girişimci iş kadınlarına Türkiye ekonomisini anlatacağı ve tavsiyelerde bulunacağı özel bir oturum düzenliyormuş.
İşyerlerinde Taciz Olunca Ne Oluyor?
Mutfak Cadıları – Aralık 2010
Bu yazı uluslararası bir firmada yaşanan bir tacizle ilgili. Aslında Mutfak Cadıları bülteninde işyerlerindeki tacize yer verip vermemekle ilgili başta tereddüt ettik.
Kooperatifler Esnek, Güvencesiz, Düşük Ücretli Kadın Emeği Cennetleri mi?
Ekonomik krizle birlikte, “kriz dönemlerinde kooperatiflerin özel bir öneme sahip olduğu” tezi öne çıkarılmaya başlandı. Bir şehir efsanesi tadında olan bu tez, sanki kooperatifler yoksullardan, kadınlardan yana, küçük üreticinin krizle baş etmesini sağlamak üzere düşünülmüş şahane bir formülmüş gibi dile getiriliyor. Oysa bu doğru değil! Evet kooperatifler küçük üreticilere, büyük sermaye karşısında ayakta kalabilmek için bir fırsat sunuyor; ancak kooperatifleri neoliberal politikalara eklemlenmek üzere dile getirilen yukarıdaki sözde sihirli formülün temellendiği nokta emek sömürüsü.
Kadınlar İçin Esneklik Diyarı: Hollanda
Türkiye’de kadın istihdamının oldukça düşük düzeyde olduğu bilinen bir gerçek. Son yıllarda bu sorunu dert edinmiş görünen hükümet ve sermaye çevreleri çözüm olarak “güvenceli esneklik” kavramını öne sürüyor. Bu minvalde sıkça gündeme gelen Hollanda örneği üzerinden, esnek çalışma koşullarının kadınların ücretli ve ücretsiz emeğine etkisini, Avrupa Birliği İstatistik Kurumu (Eurostat) ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine dayanarak incelemeye çalışacağız.
Herkes Kadın İstihdamı İstiyor, Kimin İçin?
Türkiye’de kadın istihdamının düşüklüğü, istihdam koşulları, erkeklerle kadınların ücret farkları gibi konular, son yıllarda giderek daha çok kesimin gündemini meşgul etmeye başladı. Bu gelişmede farklı etkenlerin kesişrnesi rol oynuyor ve bu kesimler, kadın istihdamı ile farklı bağlamlarda ilgilenmekteler. Birbirinden farklı kesimler olarak nitelediklerimiz sermaye kesimi, devlet kurumları, hükümetler, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve feministler. Devamını Oku…
Soyut Eşitlik Değil, Somut Eşitlik İstiyoruz!
25 Mayıs 2010 tarihinde başbakan imzasıyla Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması” başlıklı, 2010/14 sayılı Başbakanlık Genelgesini Türkiye’de işgücü piyasasında yaşanan dönüşümden bağımsız olarak ele almanın mümkün ve anlamlı olmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle genelgeyi, genelgenin sürekli referans gösterdiği 4857 sayılı iş kanunu ile birlikte değerlendirmeye çalıştık.
Kapitalizm, Ataerkillik ve Kadın Emeği: Türkiye Örneği
İrem Yılmaz
Fedakar, güvenilir, sabırlı, itaatkar, uysal, ucuz (hatta yok pahasına)… Bu kavramlar, pek çok yönüyle –zamansal, mekansal vb.– kadınların yeryüzünde harcadığı emeği şekillendiren, kavrayıp kuşatan nitelemelerin en güçlüleri olarak, resmi ve gayrı resmi tüm kanallarda kadınlar aleyhine işletilmekte. Biz, bu ‘işletim sistemi’nde kadınların durumunu ücretli/ücretsiz emek kıskacıyla tanımlıyoruz. Tespitimizi gündemde tutmak içinse, aile ve iş yaşamında derinliğini yitirmeyen, hükümet ve patronlarca da sımsıkı sahiplenilen cinsiyetçi iş bölümü, fırsat yaratmamıza gerek bırakmıyor. Öngöremediğimiz bir tarihe kadar daimi gündemimiz olacak olan ücretli/ücretsiz kadın emeği konusunda, kadın akademisyenlerin ortak çalışmasıyla SAV’dan çıkan bu kitap, kadınların ücretsiz ev içi emeği kadar kadın istihdamının esnek ve enformel yapısı, kadınları hedef alan mikro krediler, göçmen kadın emeği konularında da, kapitalizm ve ataerkinin (patriyarka) birbirine sağladığı maddi temel üzerinden kapsamlı incelemeler sunuyor. Bu açıdan, esnek çalışma ile ilgili verilen bilgiler biz kadınların nasıl bir istihdam istediğimiz hakkında da soru/n ve taleplerimizi ortaya koyuyor.
Nasıl Bir İstihdam İstiyoruz?
Mutfak Cadıları-Mayıs 2010
Türkiye gibi geç kapitalistleşen ülkelerde, kapitalist üretim tarzının yerleşip derinleşmesi için uygulanan stratejilerin başında, öncelikle tarımdaki verimliliğin muazzam boyutlarda arttırılması yoluyla sanayiye kaynak aktarılması gelmektedir. Böylelikle, farklı yollardan, sanayileşme için gereken sermaye birikimi sağlanır.Devamını Oku…
Biz Kadınlar Nasıl Bir İstihdam İstiyoruz?
Türkiye gibi geç kapitalistleşen ülkelerde, kapitalist üretim tarzının yerleşip derinleşmesi için uygulanan stratejilerin başında, öncelikle tarımdaki verimliliğin muazzam boyutlarda arttırılması yoluyla sanayiye kaynak aktarılması gelir. Böylelikle, farklı yollardan, sanayileşme için gereken sermaye birikimi sağlanır. Bir yandan, köylüye düşük ödeme yapılarak satın alınan ürünlerden sağlanan yüksek oranda kâr sanayiye transfer edilir. Öte yandan da tarımda teknoloji kullanımı nedeniyle (ki bu teknolojiler erkeklerin hizmetine verilir) köydeişsiz kalan kesimin kentlere göç ederek yedek işçi ordusunu genişletmesi, sermaye birikimini ivmelendirir.
Türkiye’de Yaşanan Sektörel Değişim ve Kadın İstihdamına Yansımaları
Mutfak Cadıları (Sayı 1, Mart 2010)
Her geçen yıl, Türkiye’deki sermaye birikimi sürecinin toplumsal yapı içerisine gittikçe daha derinlemesine nüfus ettiğini ve farklı coğrafyalara yayılmak suretiyle gittikçe genişlediğini görüyoruz. Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da toplam sanayi malları ihracatının yüzde 35’ini tek başına gerçekleştirmekte. Türkiye’nin en yakın takipçisi yüzde 19 ile İsrail, ki bu durum Türkiye’nin açık ara bölge lideri olduğunu gösteriyor. Yine Türkiye’nin ihracatının yüzde 80’i gıda ve petrol ürünleri dışındaki sanayi mallarından oluşmakta. Bunun anlamı, Türkiye’nin emek yoğun, dayanıksız tüketim malları pazarında değil, artık bir üst aşamaya tekabül eden sermaye malları dediğimiz, teknoloji yoğun malların pazarında bölge birinciliğini kimseye kaptırmıyor olması.