Posts Tagged ‘işkence’

Önemli Olan Siyahtı, Kadın Olmaktı…

Minu İnkaya

Kaktüs 7. Sayı -1989 Eylül

Türkiye gibi işin çığırından çıktığı yerlerde, neyin nasıl yapıldığından çok, o işin yapılması önemli kanısındayım. Bu yüzden Aydın Ölüm Orucuna, hayati tehlikenin çoktan başladığı günlerde bizlerin kadınlar olarak katılmamızı “şiddetin türünü çok iyi bilmemizden” ötürü değil, artık çok ileri gitmiş ve ölüme dönüşmüş bir oruca duyarsızları uyarmak, duyarlılarla saf oluşturup baskı aracı kurmaya çalışmak için katıldım.

Protestomuzda önemli olan siyahtı, kadın olmaktı, kişileri kazanmak değil. Her olayda biz kadınların ezildiğini, yok farzedildiğini bangır bangır bağıran bizler, bu kez dışımızdan herkese kapalıydık. Kapalılıkları çok yoğun yaşamanın yarattığı bunalımların hesabı daha yapılmamışken, Fatmanın dediği gibi kendimizi gene duyarlı olan herkesten “yalıtmak” ne ölçüde sağlıklı oldu. Soruyorum ….

İşkence Erkek Egemenliğinin Bir Alanı

skmmadurMukaddes Erdoğdu Çelik

Sedat Selim Ay adlı işkenceci tecavüzcünün terfi etmesi kadın mücadelesi için önemli bir durum yarattı. Bu yeni durum polisin cinsel işkencesiyle yeniden mücadele gerekliliğinin ortaya çıkmasıdır.

Devamını Oku…

Tecavüzcüleri Tanı!

 Candan Yıldız

Gözaltında tecavüz, yani devlet gözetiminde tecavüz “kamu ile özel” alanın bir aradalığını göstermesi açısından çarpıcıdır. Zira kadına yönelik cinsel şiddet biçimlerinden biri olan tecavüzün “bir terbiye” biçimi olarak, devlet iktidarını arkasına alan erkek polis tarafından bir silah olarak kullanılması, “beşeri bozuklukları” değil , devlet ve eril şiddetin yokedici işbirliğini gösterir bize. Bu aynı zamanda “meşru şiddet tekelini elinde bulunduran aygıt” olarak tanımlanan liberal devlet; soyut ve ezilme ilişkilerini gizleyen üst erk, nazarında tecavüzün nasıl “normalleştirildiğini” de anlatır.Devamını Oku…

Kaktüsler Susuz da Yaşar

kaktsler-susuz-da-yaarGönül Işık 

“Kaktüsler Susuz da Yaşar”, 12 Eylül dönemini Ma­mak Cezaevi’nde karşı­layan kadınların hikayelerinden oluşu­yor. Yıllar sonra bizleri buluşturan ve birleştiren “Ankara Devrimci 78’liler Derneği’nin 26 Yıl Sonra Sahibini Ara­yan Mektuplar Sergisi” oldu. En gen­cimiz bile 50’sine merdiven dayamıştı. Yıllar sonra buluşmanın heyecanı ve coşkusuyla kucaklaştık birbirimizle… Kısa sürede bir yazışma grubu oluştur­duk. Grubumuzun adı Mamaklı Kadın­lar idi.

120 kadın oluverdik. Önceleri birbirini bulmanın sevinci ve heyecanı ile yazış­tık. Bir süre sonra da yıllar önce yaşa­dıklarımızı o günkü ve bugünkü duygu ve düşüncelerimizi gruba yazsak, paylaşsak sağaltıcı olmaz mı hepimiz için dedik ve yazmaya başladık. Çok iyi gel­di bu paylaşım ve dostluk birbirimize… Bir süre sonra da kitap çalışmasına baş­ladık.

Devamını Oku…