1
Kendi meskenlerindeki boz kırığı griye çalan bu feneri inşa etmeleri kronolojide kalın puntolarla belirtilecek yeni bir aşamaydı. Bunu şimdiden farketmeleri epey güçtü ancak ileride o kısımda altını çizerlerken kullandıkları fosforlu kalemin değerini anlamaları zor olmayacaktı. Alabildiğine parlak o fosfor rengi, bir mutluluğun alametiymişçesine kadınların gözünde belirmişti.
Az sonra kıyıya yanaşacak gemi için ufku gözlüyordu Nehir. Adadaki tek deniz feneri bu iş için biçilmiş kaftandı. Önceki akşam müthiş bir poyrazla, gözleri gibi korudukları fenerin tunç aynadan oluşan üst bölümü parçalara ayrılmıştı. O an için harala gürele el birliğiyle onardıkları tepe kısmı artık önemli ölçüde işlevini yitirmişti. Yaptıkları iş bölümü sonucu kendisine bu iş kolu çıkmıştı. Serden beri beklemeye ayrı bir anlam atfetmişti. Beklemenin o anki otobüs durağındaki durağan etkisini hissetmiyordu. Aksine film şeritlerinin düzineler düzineler halinde bobinlere geçişi misali bir şey hissediyordu içinde. Çağlayan hızındaki bu duygu durumuna o yüzden yerel duygu dilinde “umutlu bekleyiş” adını veriyorlardı.