Esra Ertan
‘Paket ablacım?’
‘Yok istemiyorum.’
Seniha bu küçük mahalle kuaföründe rahat hissederdi kendini. Utandığından değil de tüysüz hayal edemediğinden orasını, istemezdi paket. Yan taraftaki gelinlik diken dükkandan topladıkları saten kumaş artıklarıyla yapıyorlardı ağdayı. Kaşını-bıyığını da üstüne abanmadan, yüzlerini iyice yaklaştırıp nefes kokusuyla acıyı işkence haline getirmeden iple alıyorlardı. Saçına bir fön mü çektirseydi? Sıcağı düşünüp vazgeçti. Bir ferahlık, sızı, yanma ama kesinlikle bir rahatlama hissiyle çıktı kuaförden. Ağda kalıntıları pantolonuna yapışıyordu yürürken. Eve gidip yıkanacaktı, bacaklarının üstündeki kırmızı noktaların kremle gönüllerini alacaktı. Acelesi yoktu. Seniha acelesi olsun istemiyordu. İsteği gerçekleşsin diye adımlarını yavaşlattı. Yolunu değiştirip caddeye çıktı.
Bugün onu düşünse, onunla konuşsa, onunla yemek yese, onunla yürüse, ona anlatsa, onu dinlese, ona baksa, öpse, Seniha onunla … Derin bir nefes aldı; karnındaki duyguyu gövdesine yaydı.