Kadınların kısmi zamanlı çalışmayı seçmesi, gerçekten kadınların özgür iradeleriyle yaptıkları bir seçim mi, yoksa dayatılan ev ve bakım emeğinin kadınlara başka bir seçenek bırakmamasından mı kaynaklanıyor? Örneğin, kamu kreşlerinin özelleştirildiği, mevcut çalışan ücretlerinin yüksek kreş ve bakıcı giderlerini karşılamaya yetmediği ve erkeklerin ev içinde hiçbir sorumluluk üstlenmediği toplumsal bir iklimde kadınların evden, kısmı zamanlı işlerde daha kısa süreli ve düşük ücretlerde çalışması gerçek bir seçim olarak değerlendirilebilir mi? Kısmi zamanlı çalışmanın güvenceli hale getirilmesi, tam zamanlı güvenceli işlerin getirdiği avantajların yerini alabilir mi, kadınların aileye olan bağımlılıklarını aşındırarak, kadınları ücretsiz ve ücretli iş yükümlülüklerinin kıskacından kurtarabilir mi? Bu soruları, AKP hükümetinin de zaman zaman referans verdiği, iş ve aileyi uyumlaştırma politikalarıyla birlikte güvenceli esnekliğin de bir norm haline gelmeye başladığı Avrupa ülkelerinden örneklerle cevaplayalım.
Posts Tagged ‘esnek calisma’
‘Doğum Teşvik Paketi’ne Esastan İtiraz…
Hükümetin, Kasım ayında TBMM gündemine getireceği ‘doğum paketi’ üzerine tartışmalar yürüyor. Hükümet temsilcileri bu paketin aileyi, devleti, sermayeyi gözeterek hazırlandığını defalarca vurguladılar. Paketin ‘kadınlara iyilik’ diye yapıldığını söylemeleri ise gerçeği yansıtmıyor.
Ücretli İş ve Ücretsiz Bakım Hizmeti Ekseninde Kadın Emeği: 1980’lerden 2000’lere
Melda Yaman Öztürk
Türkiye’de sermaye birikimi sürecinde son on yıldır yaşanan dönüşüm, sermayenin ihtiyaçları uyarınca, emek süreçlerini de dönüştürmektedir. Türkiye’de sermaye, 1980’lerden itibaren üretim süreçlerini ‘esnekleştirmeye’, enformel istihdama yönelmeye başladı ve bu eğilim 2000’li yıllarda daha da hızlandı. 2003 yılında yürürlüğe konan Yeni İş Yasası esnek üretim süreçlerine yasal dayanak sağlamış oldu. Ardından, sosyal güvenlik sistemi yeniden yapılandırılarak çalışanların kazanımları törpülendi, emek maliyetleri düşürüldü. Ücretli çalışanların yarısının kayıt dışı istihdam edildiği koşullarda, sosyal güvenlik ve sağlığın metalaştırılmasıyla, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerine erişmek daha da zor hale geldi.
Çağrıya Bağlı Çalışma
2003 yılında kabul edilen 4857 sayılı yeni iş yasası ile yapılan değişiklikler, yaşamlarımıza yeni kavramlar ve tanımlamalar getirdi. Özellikle çalışma biçimlerinde yapılan değişikliklerin ilk örnekleri, sanayileşmesini daha önce tamamlamış ülkelerden alınarak iş yaşamlarımıza katıldı. Kapitalizmin üretim sürecinde getirdiği esnekleşmenin somut örneklerinden biri olan “çağrıya bağlı çalışma” biçimini ve kadınlık durumlarımıza etkilerini görebileceğimiz zamanlar yakın. Bu durumdan hareketle, ilk önce söz konusu çalışma biçimine ilişkin bir ön bilgilendirme yapacağım, sonra da olasılıklar üzerinden konuya bakmaya çalışacağım.
Çağrıya bağlı çalışma kısmi süreli çalışma olarak değerlendiriliyor. Yasadaki hali şu şekilde:
Sosyo-Ekonomik Politikaların Dönüşüm Sürecinde Kadın Emeği•
Melda Yaman Öztürk
Kadınlar, son dönemde gerçekleşen neo-liberal yeniden yapılanmadan en fazla etkilenen kesimlerden birini oluşturmaktadır. Çalışma biçimlerinin esnekleştirilmesi, sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılması, tarımsal yapılarda dönüşüm, kanun hükmünde kararnameler, sosyal politikalar… kadınların ev içindeki ve emek piyasasındaki konumunu olumsuz etkilemektedir.
Kadınların günümüz Türkiyesi’ndeki konumunu anlayabilmek için, iktisadi, siyasal ve toplumsal yeniden yapılanmayı bir bütün olarak gözden geçirmemiz gerekir. Bir yandan “güçlü aileyi” hedefleyen projeler, bir yandan evde bakım hizmetlerine parasal destek, bir yandan ihracatı artırmaya yönelik sanayi stratejileri, bir yandan emek piyasasında düzenlemeler, toplumu dört bir yandan kuşatmış bulunuyor. Bu kuşatılmışlık içerisinde kadınların hane içindeki ve emek piyasasındaki emek süreci de yeniden yapılanıyor. Devamını Oku…
Kooperatifler Esnek, Güvencesiz, Düşük Ücretli Kadın Emeği Cennetleri mi?
Ekonomik krizle birlikte, “kriz dönemlerinde kooperatiflerin özel bir öneme sahip olduğu” tezi öne çıkarılmaya başlandı. Bir şehir efsanesi tadında olan bu tez, sanki kooperatifler yoksullardan, kadınlardan yana, küçük üreticinin krizle baş etmesini sağlamak üzere düşünülmüş şahane bir formülmüş gibi dile getiriliyor. Oysa bu doğru değil! Evet kooperatifler küçük üreticilere, büyük sermaye karşısında ayakta kalabilmek için bir fırsat sunuyor; ancak kooperatifleri neoliberal politikalara eklemlenmek üzere dile getirilen yukarıdaki sözde sihirli formülün temellendiği nokta emek sömürüsü.
Kadınlar İçin Esneklik Diyarı: Hollanda
Türkiye’de kadın istihdamının oldukça düşük düzeyde olduğu bilinen bir gerçek. Son yıllarda bu sorunu dert edinmiş görünen hükümet ve sermaye çevreleri çözüm olarak “güvenceli esneklik” kavramını öne sürüyor. Bu minvalde sıkça gündeme gelen Hollanda örneği üzerinden, esnek çalışma koşullarının kadınların ücretli ve ücretsiz emeğine etkisini, Avrupa Birliği İstatistik Kurumu (Eurostat) ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine dayanarak incelemeye çalışacağız.
Herkes Kadın İstihdamı İstiyor, Kimin İçin?
Türkiye’de kadın istihdamının düşüklüğü, istihdam koşulları, erkeklerle kadınların ücret farkları gibi konular, son yıllarda giderek daha çok kesimin gündemini meşgul etmeye başladı. Bu gelişmede farklı etkenlerin kesişrnesi rol oynuyor ve bu kesimler, kadın istihdamı ile farklı bağlamlarda ilgilenmekteler. Birbirinden farklı kesimler olarak nitelediklerimiz sermaye kesimi, devlet kurumları, hükümetler, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve feministler. Devamını Oku…
Soyut Eşitlik Değil, Somut Eşitlik İstiyoruz!
25 Mayıs 2010 tarihinde başbakan imzasıyla Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması” başlıklı, 2010/14 sayılı Başbakanlık Genelgesini Türkiye’de işgücü piyasasında yaşanan dönüşümden bağımsız olarak ele almanın mümkün ve anlamlı olmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle genelgeyi, genelgenin sürekli referans gösterdiği 4857 sayılı iş kanunu ile birlikte değerlendirmeye çalıştık.
Kapitalizm, Ataerkillik ve Kadın Emeği: Türkiye Örneği
İrem Yılmaz
Fedakar, güvenilir, sabırlı, itaatkar, uysal, ucuz (hatta yok pahasına)… Bu kavramlar, pek çok yönüyle –zamansal, mekansal vb.– kadınların yeryüzünde harcadığı emeği şekillendiren, kavrayıp kuşatan nitelemelerin en güçlüleri olarak, resmi ve gayrı resmi tüm kanallarda kadınlar aleyhine işletilmekte. Biz, bu ‘işletim sistemi’nde kadınların durumunu ücretli/ücretsiz emek kıskacıyla tanımlıyoruz. Tespitimizi gündemde tutmak içinse, aile ve iş yaşamında derinliğini yitirmeyen, hükümet ve patronlarca da sımsıkı sahiplenilen cinsiyetçi iş bölümü, fırsat yaratmamıza gerek bırakmıyor. Öngöremediğimiz bir tarihe kadar daimi gündemimiz olacak olan ücretli/ücretsiz kadın emeği konusunda, kadın akademisyenlerin ortak çalışmasıyla SAV’dan çıkan bu kitap, kadınların ücretsiz ev içi emeği kadar kadın istihdamının esnek ve enformel yapısı, kadınları hedef alan mikro krediler, göçmen kadın emeği konularında da, kapitalizm ve ataerkinin (patriyarka) birbirine sağladığı maddi temel üzerinden kapsamlı incelemeler sunuyor. Bu açıdan, esnek çalışma ile ilgili verilen bilgiler biz kadınların nasıl bir istihdam istediğimiz hakkında da soru/n ve taleplerimizi ortaya koyuyor.
Çağrı Merkezleri: Kadın Çalışanlar İçin Yeni Bir Olanak mı?
Çağrı Merkezleri: “Yeni teknolojinin fabrikalar”ı…
Çağrı merkezleri, son yıllarda bankacılıktan sigortacılığa, otomotivden teknik desteğe kadar bir çok alanda karşımıza çıkıyor. Hızlı ve zahmetsiz bir hizmet sunduğu iddiasıyla, giderek bağımsız bir sektör haline gelen çağrı merkezlerine, sermaye de büyük bir aç gözlülükle ilgisini yöneltiyor. Devamını Oku…
“Sera Tekstil’de Günlük Kadın İşçi”!
Kadınların evin dışında çalıştıklarında, düşük ücretli, güvencesiz ve esnek çalışma koşullarına maruz bırakıldığını biliyoruz. Evin dışında çalışma imkanı bulamayan kadınların bir kısmı ise, ev eksenli olarak adlandığımız biçimde, kendi adlarına ya da parça başı ücret almak suretiyle üretime katılıyorlar. Bu durumda da sağlık ve iş güvencesinden yoksun, aşırı sömürüye dayalı koşullara mahkum bırakılıyorlar. Devamını Oku…