Ezgi Burgan
Vejeteryan Külkedisi’nin Düşündürdükleri -1-
“YETER” dedim. Ve geldi “Yeter Perisi”. Üç yıldır aynı evi paylaştığım sevgilimden ayrıldım. Uzun zaman sonra şimdi yeniden yalnız yaşamam gerekecek. Soğukkanlı anlattığıma bakmayın. Salya sümük ağlama seansımı az önce tamamladım ve son bir haftada Nunila Lopez ve Myriam Cameros’un beni güçlendiren Vejetaryen Külkedisi-2- isimli kitaplarını tahminimce on iki kez okuduktan sonra bu yazıyı yazacak güce ancak kavuştum.
Kendisi vejetaryen olduğu halde, “âşık olduğu” prense her gün keklik pişirmek zorunda olan bir külkedisinin özgürleşme öyküsü bu. “Yıllarca birlikte yaşadıktan sonra prenslerin seni kurtaramayacağını anlarsın. Ne kamyon şoförleri ne şarkıcılar ne de bakkallar…” diyor kitapta. Hayret, kendi yaşamım söz konusu olmadan önce bu sözü nasıl da “bildiğimi” sanıyordum. Bir prensle birlikte yaşarken ne kolaymış bu sözü söylemek. Şimdi evde, tek başıma oturmuş bu yazıyı yazarken, zor bir sürecin içinde olduğumu fakat aynı zamanda kendime bir adım daha yaklaştığımı görüyorum. Zaten kitap da hemen uyarıyor beni: “Prensleri terk etmek o kadar zordur ki bazen onları bırakabilmek için iki ya da üç prens daha eskitmek gerekir.” Neyse ki Vejetaryen Külkedisi öyle yapmadan sorunu aşıyor. (Öyle de yapabilirdi tabii ama sanırım bu çok daha yorucu olurdu. Umarım ben de çok yorulmadan bunu başarabilirim.)Devamını Oku…