Barış İçin Kadın Girişimi tüm taraflarla görüşecek
BM 1325 kararı için alternatif eylem planı oluşturacak
Gözlem grubu oluşturarak süreci izleyecek
“Kadınlar barış sürecinde aktif rol alıyor” başlığı altında 4 Mayıs 2013’te Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu’nda gerçekleştirdiğimiz konferansta barış sürecinde nasıl bir rol alacağımızın yol haritasını oluşturduk. Bu tarih aynı zamanda Türkiye yakın tarihine “kara gün” olarak geçen; dönemin Bakanlar Kurulu’nun Dersim katliamı için karar aldığı gündü. Bu vesileyle toplumsal barış ın gerçekleşebilmesi için yakın tarihimizle yüzleşilmesinin ne kadar önemli olduğunu yeniden vurgulamak istiyoruz.
Türkiye’de barış mücadelesi yeni değil. Biz kadınlar savaşın sürdüğü yıllar boyunca savaşın bize nasıl erkek şiddeti , yoksullaşma, dilsizleşme, kimliksizleşme, dışlanma ve haklarımızdan mahrum edilme olarak geri döndüğünü yaşadık gördük anlattık. Militarizm ve milliyetçiliğin erkekliği nasıl kışkırttığını teşhir ettik, barış taleplerimizi ısrarla vurguladık.
Barış İçin Kadın Girişimi’nin son 4 yıldır barış mücadelesinde biriktirdiği deneyim ve dünyadaki örnekleri bize gösterdi ki kadınlar olmadan cinsiyetçi olmayan, adil, eşitlikçi ve sürdürülebilir bir barış mümkün değil. Bu yüzdendir ki müzakereler de kadınlar aktif yer almalı, şeffaf bir süreç işlemeli, barış anlaşmalarında kadınların taleplerine mutlaka yer verilmeli.
Kadınların barış ve müzakere süreçlerine nasıl müdahil olacağını belirlemek için birçok ilde toplantılarda bir araya geldik, atölyelerde konuştuk sözlerimizi birbirimize aktardık. Tüm bu atölyelerde biriktirdiklerimizi konferansta bir araya getirdik.
200 kadının katıldığı konferansımıza kadın hareketinin bileşenleri, feministler, Demokratik Özgür Kadın Hareketinden kadınlar, kadın dernekleri, farklı inançlardan ve farklı etnik gruplardan kadınlar, LGBT’den kadınlar, sendikalardan kadınlar, meslek örgütlerinden kadınlar, siyasi partilerden kadınlar, milletvekili kadınlar, gazeteci kadınlar, akademiden kadınlar, insan hakları savunucusu kadınlar ve çeşitli illerden kadınlar katıldı.
Türkiye BM 1325 kararına imzacı
Konferansta dünyadaki resmi ve resmi olmayan müzakere süreçlerine kadınların hangi yöntemlerle müdahil olduğunu, Türkiye’nin imzacı olduğu BM Güvenlik Konseyinin 1325 no’lu kararın nasıl uygulanabileceğini konuştuk.
Müzakere süreçlerinde kadınların nitelikli ve eşit temsili için Birleşmiş Milletler’in 1325 no’lu kararını pusula kabul ediyoruz. Türkiye’nin de imzacı olduğu karara ilişkin hükümetin ulusal bir planı ise hâlâ yok. Bu konudaki eylem planının biran önce oluşturulması gerekiyor. Bizler bu “ulusal planın” oluşmasını elzem buluyoruz. Meclisteki tüm kadın vekilleri bu eylem planının oluşturulması için baskı kurmaya çağırıyoruz. Bizlerin de bu kararın uygulanmasının takipçisi olacağımızı buradan duyuruyoruz.
Mekanizmalarımızı Kuruyoruz!
Konferans kararı olarak Temas grubu ve Gözlemci grup oluşturacağız.Barış müzakere süreçleri hem büyük olanakları hem de kadınlar açısından çeşitli riskleri barındıran süreçler. Biz kadınların “vardık, varız , var olacağız vurgusunu daha yüksek sesle söylememizin şimdi tam sırası. Bu nedenle bu sürece etkili yöntemlerimizle birlikte, çoğalarak müdahil olmamız hayati önem taşıyor. Zira biz birimizin özgürlüğünün diğerinin özgürlüğünün ön koşulu olduğuna inanıyoruz.
Barış İçin Kadın Girişimi olarak resmi ve gayri resmi müzakere süreçlerine artık oluşturacağımız yeni yöntemlerle müdahil olacağımızı açıklıyoruz. Öncelikle hükumeti bir kez daha tüm heyetlerde kadınların eşit temsilini gerçekleştirmeye çağırıyoruz.
Temas grubu müzakere sürecinin tüm taraflarıyla; Meclis’teki siyasi partilerden kadınlarla, kadın bakanlarla, kadın gerillarla, tüm bölgelerdeki kadınlarla ve kadın örgütleriyle şeffaf ve açık görüşmeler yapacak. Bu görüşmelerin sonuçlarını kadınlarla paylaşacak.
Gözlemci grup grup müzakere sürecinin sürdürülebilir olması için tarafları izleyecek, ihlaller konusunda tarafları uyaracak, kadınların eşit ve nitelikli temsilliyetini ısrarla vurgulayacak, eleştirilerini kamuoyu ile paylaşacak ve raporlar hazırlayacak.
Bu mekanizmalarla 1325 referansına dayanarak çatışmaların önlenmesi, barışın sağlanması ve çözümün gelişmesi için rolümüzü oynayacağız.
Cinsiyet eşitliğinin anlaşmalarda, anayasa dahil olmak üzere varılacak tüm mutabakat metinlerinde nasıl yer alması gerektiğine ilişkin başta anayasa ve savaşta kadın hakikatleri olmak üzere çeşitli komisyonlar oluşturarak yaptığımız ve yapacağımız çalışmaları kadınlarla ve tüm kamuoyu ile paylaşacağız.
Çözüm ve barış süreci tamamen şiddetten arındırılmalıdır!
8 Mayıs’ta yani yarın başlayacak olan PKK güçlerinin geri çekilişi sırasında, iki tarafın da çatışma yaratacak ortamlardan kaçınılmalı, tek bir kişinin bile zarar görmesi engellenmeli, askeri operasyonlara son verilmeli. Müzakere süreci adil eşit ve özgür koşullarda yürütülmeli.
Çözüm süreci aynı zamanda demokratikleşme süreci olarak ele alınmalı, yeni “ötekiler” “marjinal” gruplar yaratılmadan, toplumun tüm kesimlerinin barıştan beklenti ve talepleri müzakerelerde yer almalı.
Bir kez daha altını çiziyoruz ki barışı topluma mal edebilmek, sürdürülebilir kılmak ancak toplumun yarısını oluşturan kadınların taleplerinin hayat bulması ile mümkün.
Söyleyecek sözümüz, çözümü geliştirecek gücümüz var!
Barış İçin Kadın Girişimi