İkinci dalga feminizmin 70’li yıllarda uğraştığı başta gelen konulardan birisi aile idi: Tek eşli heteroseksüel evliliğe dayalı aile. Aileyi kadınlar açısından ele alan ve o güne kadar yaygın olduğu biçimiyle, türdeş bir birim olarak değil de, bir çıkar çatışmasının, bir iktidar ilişkisinin mekânı olarak tahlil eden yazılar/kitaplar o yıllarda giderek yaygınlaşıyordu. Aile içinde kadınların emeğine, bedenine el konduğu ve bu el koymanın erkek şiddetiyle güvence altına alındığı, o dönemin feminizminin mihenk taşlarından birisiydi. Evliliğin başka birliktelik biçimleriyle aşılması ise, yine o dönemin feminizmi açısından, kadınların özgürleşmesinin ve kurtuluşunun koşullarından en öncelikli olanıydı. Devamını Oku…