Yine ‘aldattı’ savunması ve yine ‘haksız tahrik’ isteği! Pınar İkiz cinayetinin 8. duruşması 02.07.2014 saat 10.50’da Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde
Pınar İkiz davasında savcının katil için ağırlaştırılmış müebbet cezası isteyen mütalaası, bizde bu davanın sonucunda erkek adalet değil gerçek adalete ulaşacağımız bir karar çıkacağı umudunu güçlendirdi. Hâlâ da mahkemenin savcının mütalaasına uygun karar vereceği ümidini taşıyoruz. Kadın cinayetleri davalarında kadınların toplumsal cinsiyet sisteminin kadınlara yüklediği kimlik ve sorumluluklara dayanarak yapılan haksız tahrik=erkeklik indirimlerinin tamamen ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz. Güldünya Tören davasından bu yana takip ettiğimiz birçok davada sonuç aldık. 22 Temmuz 2007 yılında öldürülen Sevim Zarif’in katili müebbet, 22 Şubat 2008 yılında öldürülen Ayşe Yılbaş’ın katili ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı. Sonrasında bu kararların sayısı arttı. 14 Şubat 2010 tarihinde öldürülen Satı Korkmak’ın katili de ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı. 7 Aralık 2010 tarihinde öldürülen Ayşe Paşalı ve çok sayıda öldürülen kadının davasında haksız tahrik indirimi uygulanmadı. Son yıllarda yerel mahkemeler ve Yargıtay katillere haksız tahrik indirimi uygulamakta daha dikkatli davranmakla birlikte hâlâ çok sayıda davada bu indirimin yapılabildiğini görüyoruz.
Uzun yıllardır tekrar ettiğimiz talebimizi tekrar ediyoruz. Kadın cinayetlerinin “ama”sı, bahanesi olamaz. Dolayısıyla kadın cinayeti davalarının gerekçesine bakılmaksızın bir tanesinde dahi haksız tahrik indirimi uygulanmamalı. Kadın cinayeti davalarında öldürülen kadınların hayatlarının didik didik edilmesine artık dur denmeli. Bunun yolu da cezada çifte standart uygulanmaması ve indirimlerinin önünün kesilmesidir. Ayrı yaşadığı ve boşanma davasının devam ettiği süreçte öldürülen Pınar İkiz davasının geçen duruşmasında Pınar İkiz’in avukatlarının ‘velev ki biriyle mesajlaştı, bu durumun davanın sonucunu etkilememesi gerekir’ sözlerine Abbas Şahin’in avukatının ‘feministlik yapmayın’ diye müdahale etmişti. Çünkü cinayete az ceza almak için savunmanın ‘aldattı’ hikayesinden başka dayanağı yoktu. Aksini söylemek ise feminizmdi. Oysa kadın cinayetine gerekçe olmaz demek için feminist olmak gerekmiyor. Kadın cinayeti davalarında gerekçelerin tartışıldığı ve gerekçeye bakılarak dava sonuçlarının farklılaştığı koşullarda erkek şiddetinin ve cinayetlerin üzerinde caydırıcı etki yapması mümkün değil. Bir bakıştan, hakaretten, tokata ve cinayete, erkek şiddetinin meşruiyetinin ortadan kalkması için Pınar İkiz cinayeti davasında ve tüm kadın cinayetleri davalarında haksız tahrik indirimine hayır! (İstanbul Feminist Kolektif/1 Temmuz 2014)
Pınar İkiz cinayeti davası
Pınar boşanmaya çalışan ve son olarak boşanmak için iki çocuğunu geride bırakıp, ailesinin yanına taşınmış bir kadın. Ama yine de öldürülmekten kurtulamamış bir kadın… 9 yıllık evli ve 2 çocuk annesi 24 yaşındaki Pınar İkiz, sürekli eşinden şiddet görmüş. Eşi hakkında suç duyurusunda da bulunmuş. En son Ocak ayında, savcılığa, kocasından koruma kararı aldırmış. Pınar yediği dayaklardan 4 kez hastanelik olmuş. Ama tekrar şiddet göreceği, öldürüleceği endişesiyle şikayette bulunamamış. Pınar evden ayrılıp, boşanma davasını beklerken, Abbas Şahin’le buluşmuş ve öldürülmüş. Pınar İkiz davası İstanbul Feminist Kolektif’e takip etmesi için Gökkuşağı Kadın Derneği ve Dicle Haber ajansı tarafından yönlendirildi.
Davanın ilk duruşma günü olan 20 Ağustos 2013’te Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkeme Başkanı, avukatların sanığa sorduğu “Evliliğiniz boyunca eşinize şiddet uyguladınız mı?” sorusunu ve şiddetle ilgili tüm soruları, “davayla ilgisi olmadığı” gerekçesiyle reddetti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın davaya katılma talebine itiraz eden savcı ise, “Bu dava şiddet davası değil, cinayet davası. Müdahillik talebi kabul edilirse bakanlık, mağduru kadın olan tüm davalara katılır” dedi. Bakanlığın müdahillik talebi reddedildi. Pınar İkiz cinayeti davasının 18 Eylül 2013’te görülen 2. duruşmasında, Abbas Şahin Pınar’ın onu aldattığını iddia etti. Pınar’ın ablası ise, Abbas Şahin’in Pınar’ı sürekli dövdüğünü ve şiddet uyguladığını söyledi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın müdahillik talebi bu kez de “Bakanlığın suçtan doğrudan zarar görmediği” gerekçesiyle reddedildi. Pınar İkiz cinayeti davasının 20 Kasım 2013’te görülen 3. duruşmasında mahkeme heyeti değişmişti. Duruşma kısa sürdü. Katil, duruşmada Pınar’in “yasak ilişkisini” ispatlamak için telefon kayıtlarını istedi. Mahkeme gecen celse sadece cinayetten bir hafta önceki dökümleri istetmişti. Katilin 7 aylık dökümlerinin çıkarılması isteği Mahkeme Heyeti’nce reddedildi. 22 Ocak 2014’te davanın 4. duruşması ve 14 Mart 2014’te de 5. duruşması yapıldı. Katilin tarafı aldatma üzerine yoğunlaştı. Pınar’ın ağabeyi tanıklık yaptı. Kız kardeşinin ‘bir yanlışı’ olup olmadığını katile sorduğunu ama ‘yok’ cevabı aldığını söyledi. Duruşmada Deniz Bayram, İstanbul Sözleşmesi ve uluslararası hukuk bağlamında bir sunum yaptı. 30 Nisan 2014’te davanın 6. duruşması görüldü. Yargılamanın başından bu yana savunmalardaki çelişkiler nedeniyle haksız tahrik hükümlerinden yararlanmaya çalışıldığı, ancak katilin canavarca hisle ve tasarlayarak bu cinayeti işlediğine ilişkin Meriç Eyüboğlu, detaylı bir şekilde esas hakkında beyanlarını sundu. Perihan Meşeli ve Nagihan Bulduk, cinayetin kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesinden de ayrıca ceza verilmesi gerektiğini, katilin TCK’daki indirimlerden yararlanmaya çalıştığını, artık kadın cinayetlerinde klişe haline gelen “aldatma” savunmasına itibar edilmemesi gerektiği, daha duruşma günü avukat bir kadının eşi tarafından öldürüldüğü, bu indirimlerin erkekleri cesaretlendirdiğini belirttiler ve erkeklik indiriminin uygulanmayarak en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ettiler.
Savcı, sanığın Pınar’ı kaza sonucu öldürdüğüne ilişkin savunmasına itibar etmenin mümkün olmadığı, Pınar’ı kasten öldürdüğü ve bu suçun eşe karşı işlenmesi nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması yönünde mütalaa verdi (Ayrıca kanuna aykırı silah taşımadan da ceza verilmesini istedi). Sonuç olarak katile esas hakkındaki savunmalarını hazırlamak için süre verildi. 18 Haziran 2014 tarihinde davanın 7. Duruşması görüldü. Bu duruşmada sanığın davayı başından beri takip eden avukatı gelmemişti. Avukatların hazırladığı savunma dilekçesi dosyaya yazılı olarak koyuldu. Dilekçede aldatma iddiaları yinelenmişti. Duruşmada söz alan Pınar İkiz’in avukatları da cinayetin tasarlanarak işlendiğini ve cinayetin ayrı yaşama ve boşanma davasından sonra işlenmesi dolayısıyla aldatma gerekçelerinin dava kapsamı dışında olduğunu tekrar ettiler.