İstanbul Feminist Kolektif Basın Açıklaması
2 Nisan 2010/Taksim-Galatasaray
Her gün üç kadın, onları sevdiklerini sandıkları erkekler tarafından öldürülüyor.
Feminist hareket yıllardır, bu ülkede kadına yönelik erkek şiddetini, açık etmeye çalışırken, devletin kurumları, kadın cinayetlerini önlemek yerine, kadın katillerini azmettirici kararlara/sözlere imzalar atıyorlar.
Polis, karakola başvuran kadını “zulüm gördüğü aileye” iade edip, bizzat şikayetçi olduğu koşullara yeniden itiyor. Devlet, kadın vatandaşlara “katilin olacak kişiyle baş başa kal” diyor.
MEDYA öldürülmüş kadınlar üzerinden, erkeği koruyan “Çılgın aşık, işsiz erkek vb” başlıklarla cinayeti MEŞRULAŞTIRICI, “kadınlar ölümü hak etmişti” ön kabulü yaratacak haberler yapmaya devam ediyor.
Kadın düşmanlığı üzerinden MAHKEMELER kuruluyor, öldürülmüş kadınlar konuşmuyor. YARGI ise kadın katillerinin bahanelerini makul bulup, ellerinin kanıyla HAKSIZ TAHRİK indirimi uyguluyor.
Erkek egemen sistemin, kadınları baskılandırması, üzerimizde şiddet uygulaması ve öldürmesi için tek bir bahane yetiyor: kadın olmak!
Her gün üç kadın öldürülen bir ülkede, cins kıyımdan/ kadın katliamından söz ediliyorsa, meclisin olağanüstü toplanacağını sanırsınız… Oysa, gittikçe yükselen muhafazakarlık, artan kadın düşmanlığı, kadınlara ölüm olarak geri dönerken, kadın katili erkelere de “haksız tahrik indirimi” olarak kâr sağlıyor.
Biz feministler, sesimizi bir kez daha yükselterek,
*Şiddete maruz bırakılan kadınları erkek egemen zihniyete uygun davranarak kadını evine gönderen polise,
*Erkeklerden yana yasalara,
*Şiddet gören kadınları koruyamayan vali, kaymakam, devlete,
*Kadın cinayetlerini, meşrulaştırıcı ve cinsiyetçi bir dille haber yapan medyaya,
*HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ yaparak, kadın öldürme bahanelerini ödüllendiren yargıya,
*Kadın SIĞINAKLARI açmayan belediyelere,
“Siz, kadın katillerinin SUÇ ORTAKLARISINIZ!”, diyoruz.
Kadın katillerine ve suç ortaklarına isyan ediyoruz.
İsyan ediyoruz!
İsyan ediyoruz!
İsyan ediyoruz!