Geçen 25 Kasım’dan bu yana Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’ni imzaladı ve 6284 sayılı Kadına karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun çıkarıldı. Bu gelişmelere rağmen kadınlar şiddete uğramaya devam ediyor. Uygulamaların kadını değil erkeği korumaya yönelik olması, bize mevzunun hukuksal düzenlemelerle sınırlı olamayacağını, bu düzenlemeleri uygulama iradesi olmadığı sürece de erkek şiddeti yaşanacağını bir defa daha gösterdi.
Son bir yıl içinde çok sayıda kadın, koruma kararına ve savcılığa başvurmasına rağmen erkek şiddetine maruz kalmaya devam etti. Karakollarda cesaretleri kırıldı, kocalarıyla barıştırılmaya çalışıldılar. Koruma kararı çıkarmayı başarabilmiş kadınların çocukları için yasada yer alan gizli kayıt bir türlü uygulanamadı, kadınların hayatı tehlikeye atıldı. Son günlerde ise kadınların sığınaklarda yer yok denilerek geri çevrildiğini duyuyoruz. Peki tüm bunlar olup biterken, kadından sorumlu olması gereken Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığı ne yapıyor?
Erkek şiddetine karşı etkin önlemler almadığı gibi, aileyi korumaya devam ediyor. Attığı her adımda aile politikalarının güçlendirilmesini savunan bakanlığın hükümete rağmen yanlış uygulamalara ve erkek egemenliğine karşı siyasi iradeyi gösteremeyeceğini biliyoruz. AKP’nin kadını sadece aile içinde tanımlayan politikaları nedeniyle Bakanlık, boşanmak istemeyen kadınları korumak yerine onları ikna etmeye çalışıyor.
Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi fon alarak proje yapmaya indirgeyen bakanlık, şimdi de karşımıza Beyaz Kurdele kampanyası ile çıkıyor. Yasa yapıyor, uygulamıyor. Sığınağa bütçe ayırmak yerine projelerinin reklamına enerji ve para harcıyor. Oysaki her yıl 1000 kadının öldürüldüğü Türkiye’de sığınak kapasitesi sadece 1800. Ne tesadüftür ki, erkeklere kadınları takip hizmeti sunan Turkcell, Beyaz Kurdele kampanyasının sponsoru. Peki ya kadınların hayatlarında neler oluyor?
Son olarak, bakanlığın müdahil olduğu Fatma Şen davası bakanlığın göstermelik yöntemlerinin ne kadar işlemez olduğunun ve de kadınların neler yaşamak durumunda bırakıldığının bir örneği Fatma Şen’i öldürmeye teşebbüsten yargılanan Çetin Şen ilk duruşmada tahliye edildi. Fatma şen, hakkında koruma kararları olmasına rağmen kocası tarafından sistematik olarak şiddet gördü. Polis ise Fatma’yı eve dönmeye zorladı. Bakanlık müdahil olarak gerekli hukuki işlemleri ihmal etti. Erkek yargı ise Çetin Şen’i tahliye etti. Peki, Fatma’nın bundan sonra başına gelebileceklerden kim sorumlu olacak?
Bakanlığın yine müdahil olduğu Sakarya’da dün görülen Ö.Ç. davasında tutuklu sanık kalmadı. Kadına yönelik Şiddetin cinsiyet eşitsizliğine dayandığını dillendirmeyen uygulamaları, göstermelik yasaları, kampanyaları, müdahillikleri değil erkek şiddetiyle mücadele iradesine sahip bir kadın bakanlığı istiyoruz.
İstanbul Feminist Kolektif