“Medyadan; ‘nüfuzlunun’ ve ‘erkek’in yanında olan taraflı habercilik değil, gerçekleri ifşa etmesini; mahkeme’den suçluları gizleyen, koruyan bir yargılama değil adaleti tecelli ettirmesini istiyoruz” diyen İstanbul Feminist Kolektif basın açıklaması yaptı. Hazırlanan metni paylaşıyoruz:
Aslı Baş davasında erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz!
İntihar değil cinayet!
Bütün failler yargılansın!
Kadın cinayetlerinin istatiksel değerinin düşmesi ile “övünen” hükümetin söylemlerinin aksine, Türkiye’de kadın cinayetlerinin işlenme biçimlerinin değişiyor; cinayetlerin durmamasının yanı sıra failler yargılanmıyor, gereği gibi cezalandırılmıyor.
Erkeklerin her gün 3 kadını öldürdüğü, “yargı”, “devlet” ve “medya” işbirliğine her gün tanık olduğumuz bu ülkede, cinayetin delilleri, silahları, işlenme biçimleri değişiyor belki ama öldürülenlerin kadınlar, öldürenlerin erkekler ve işbirlikçilerin yargı, medya ve devlet olarak kalmaya devam ettiği bu gerçeklik karşımızda, tanıklıklarımızda, gazetelerde ve tıpkı Aslı Baş’ın düşmesinin kaydedildiği video görüntüleri gibi ekranlarımızda…
Kadın cinayeti faillerinin yeni ‘savunması’: İntihara eğilimliydi, intihar etti
Kadın cinayetlerinin veya cinayete teşebbüs suçlarının işlenmesinin biçim değiştirmesini biz kadınlar Canan Akbulut dosyasından, Fatma Şen’i öldürmeye teşebbüs eden kocasının “intihar etti” savunmalarından iyi biliyoruz.
Bugüne kadar Türkiye’nin her bir yerinde kadın cinayetleri zaman zaman hükümetin çok sevdiği istatiksel verilere hiç yansımadı. Çünkü bazı kadınlar öldürüldü ama intihar etti denildi, hasır altı edildi. Işte Aslı Baş dosyası da bu hasır altına itilmeye çalışılan, biz kadınların adalet istediği davalardan biri.
Aslı Baş, 21 Temmuz 2010 tarihinde, işadamı ve nüfuzlu Ahmet Bayer’e ait Clup Flipper adlı otelde ölü bulundu. Ahmet Bayer, iki oğlu Hakan Bayer ve Volkan Bayer ile, arkadaşları Nilgün Okur ve Beyhan Straessner ve Ahmet Bayer’in yakınında olan insanların tanıklıklarına göre zaten psikolojik sorunları olan, antidepresan kullanan, intihara eğilimi olan bir kadındı. Dahası, Aslı Baş çok alkol alırdı, o gece de çok fazla alkol tüketmişti. Ahmet Bayer’in kendisine ilgi göstermemesi nedeni ile birden koşmaya başlayarak, yüksekliği 1 m., genişliği 90 cm olan süs bitkisinin üstünden balıklama atlayarak intihar etmeyi tercih etmişti…
Oysa,
Aslı Baş’ın intihara meyilli olduğu da, antidepresan kullandığı da, o gece alkollü olduğu da kocaman bir yalan. Aslı Baş’ın, olay gecesi alkol ve antidepresan kullanmadığı otopsi raporuna gore sabit.
Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından atanan, ODTÜ’de görev yapan bilirkişiler ise, sanık ve tanıkların beyanlarında anlattığı gibi bir atlama halinin mümkün olamayacağını ifade ettiler.
Çelişkilerle dolu senaryo!
Kaybettirilmeye çalışılan delilller…
Aslı Baş davasında, sanıkların yanı sıra, aslında sanık olması gereken tanıkların verdiği ifadeler arasındaki çelişkiler bir cinayetin örtbas edilmeye çalıştığını ortaya koyuyor. Bütün ifadeler bir senaryoya yerleştirilmeye çalışılırken dört bir taraftan açık veriyor.
Bu davada, aynı zamanda nüfuzlu ve zengin olmanın avantajları kullanılmaya çalışılıyor. Cinayetle ilgili araştırmalar zamanında gerçekleştirilmemiş, Aslı Baş’ın odasına senaryoya uygun bir şekilde kutusundan yeni çıkarılmış ve hiç kullanılmamış antidepresan ilaçlar saçılmıştı. Olay yeri daha jandarma incelemesi yapılmadan hemen yıkatıldı. Ahmet Bayer’in Avukatı, bilirkişilerin ofisine giderek, “bu işi kapatalım” diyerek açıkça rüşvet teklifinde bulundu.
Tüm açık çelişkilere, bilirkişi raporlarına karşın sanık sandaleyesine oturması gerekenler tanık olarak dinlendi ve ardından tahliyeler geldi.
Takipçisiyiz!
Kadın cinayetleri durmak bilmiyor.
Geçen hafta içinde
- Adana’da Songül Yılmaz şiddet gördüğü için evden uzaklaşma kararı olan eşi Yakup Yılmaz tarafından öldürüldü.
- Uşak’ta Hatice Palta 1,5 yaşındaki çocuğunu emzirdiği sırada penceresine taş atıldıktan sonra silahla eski eşi tarafından öldürüldü.
- Aydın’ın Söke ilçesi Fevzipaşa Mahallesi’nde oturan 2 çocuk annesi Gülşah Özdemiroğlu, eski eşi tarafından bıçaklanarak, katledildi.
- Şırnak’ta, kaldığı sığınma evinden çıkarak eve dönen 27 yaşındaki Hülya Ürün, tartıştığı eşi Ömer Ürün tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Artık tek bir kadının dahi şiddet görmesini, canından olmasını istemiyoruz!
Kadın cinayetleri davalarında erkek adalet şiddet gösteren erkekleri güçlendirecek, gerçek adalet ise caydırıcı olacaktır.
Biz kadınlar Aslı Baş davasında adalet istiyoruz!
- Medyadan; “nüfuzlunun” ve “erkek”in yanında olan taraflı habercilik değil, gerçekleri ifşa etmesini,
- Mahkeme’den suçluları gizleyen, koruyan bir yargılama değil, adaleti tecelli ettirmesini istiyoruz
İstanbul Feminist Kolektif “