Katilleri biliyoruz! Adaletin tecelli etmesini istiyoruz.
13 Şubat Perşembe günü gözümüz Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde!
Aslı Baş Davasında Yargı–Erkek İşbirliğine Devam: Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Sanıklara Tahliye
Aslı Baş cinayeti davasında, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi, gerçek adaleti tesis etmek yerine kadın cinayeti davalarında alışık olduğumuz üzere sanıklarla işbirliğini elden bırakmıyor; Ahmet Bayer‘in tahliye edilmesi, olayı tüm açıklığı ile resmeden bilirkişi raporunun yargılama aşamasından çıkarılması, cinayetin delillerinin sanıklar ve tanıklar tarafından saklandığına, olay yerinin temizlendiğine dair jandarma tutanaklarının görmezden gelinmesi, sanık olması gereken kişilerin dava dosyasında tanık olarak yer alması sonrasında şimdi de, sorumlulardan Hakan Bayer tahliye edildi,
Ne Olmuştu?
Aslı Baş, 21 Temmuz 2010 tarihinde Ahmet Bayer’e ait Clup Flipper adlı otelde ölü bulundu. Kısa süre içinde, ölüm anını gösteren videolar, yapılan incelemelerin aksi yönündeki çelişkili sanık ve tanık ifadeleri elbette bu ölümün inithar olayından bambaşka olduğunu ortaya koyuyordu.
Ne var ki, yargılananlar sadece bir kadının ölümünden sorumlu olan erkekler değil, bir cinayet davasında erkek olma avantajının yanı sıra, halkla ilişkiler şirketlerine yaptırdıkları basın çalışmaları ile medyayı yönlendirme, avukat ordusunu seferber ettirme gücü ve kudretine sahip olmak gibi avantajları da olan nüfuzlu kişiler.
Yargılama süreçlerinde kayda geçen ifadelere, medyada çıkan havalı röportajlara, haberlere göre,; “Aslı Baş, psikolojik sorunları olan, antidepresan kullanan, intihara eğilimli, çok alkol kullanan ve sevgilisi Ahmet Bayer’in kendisine ilgi göstermemesi nedeni ile 1m 90cm süs bitkisinin üzerinden atlamayı ve intihar etmeyi tercih etmiş bir kadın.”
Oysa, Aslı Baş’ın öldürüldüğü gece, olay yeri anında temizlenmiş, sanıklar ve tanıklar, olayın hemen sonrasında ve yargılama süreçlerinin sonraki aşamalarında ayan beyan çelişkili ifadelerin altına imza atmış, Ahmet Bayer’in avukatları bilirkişilere “bu işi kapatalım” teklifinde bulunmuş, “nüfuzlu” sanıkların yine “nüfuzlu” avukatlarından oluşan avukat ordusu, objektif bulgulara dayalı, sanıklar ile tanıkların kurduğu senaryoları boşa çıkaran bilirkişi raporlarını dava sürecinde etkisiz hale getirmiş, her bir duruşma Aslı Baş’ın yakınlarına saldırı haline dönüşmüştü.
Sorumlular serbest! Yargı Eli ile “Cezasızlık”
Adli Tıp Kurumu, Aslı Baş’ın düşmesinin kendi eylemi ile mi yoksa başkaları tarafından mı gerçekleştirildiği ayrımının yapılamadığını rapor etti.
Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen yargılamada, mahkemenin erkekleri yargılamak ve cezalandırmak konusunda isteksizliği ile birlikte düzenlenen bilirkişi raporlarının “belirsizliği” erkeklerin lehine bir uygulamaya dönüşüyor ve cezasızlık Aslı Baş davasında da yargı eli ile uygulanan bir ilke haline geliyor.
Aslı Baş’ın öldürüldüğü geceye ilişkin, dava dosyasında bulunan pek çok çelişkili ifadesine, dava dosyasına sunulan raporlarda yer alan görüntü, açıklama ve değerlendirmelere ragmen, Hakan Bayer de tahliye edildi. Üstelik, böyle bir davada, asıl mahkeme üyelerinin olmadığı başka hakimlerin “insiyatifi” ile tahliye kararı verildi.
13 Şubat Perşembe; Gözümüz Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde!
Yaşadığımız dünya, kadınların sistematik olarak şiddet gördüğü, öldürüldüğü, intihara zorlandığı bir dünya olmasaydı, Aslı Baş’ın ölümünün arkasında kadın cinayeti olduğunu söyleyemezdik.
Her gün 3 kadının öldürüldüğü, kadınların intihara zorlandığı, intihar süsü verilerek cinayetlerin üstünün kapatıldığı bu topraklarda elbette Aslı Baş’ın ölümü de bir intihar olayı değil.
Katilleri biliyoruz! Adaletin tecelli etmesini istiyoruz; 13 Şubat Perşembe günü gözümüz Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde!
İstanbul Feminist Kolektif