22 Şubat 2011 Salı günü dört çocuk annesi Arzu Odabaşı Üsküdar’da ayrı yaşadığı eşi Mustafa Odabaşı tarafından vurularak öldürüldü. Evlerde temizlik yaparak henüz öğrenim gören biri kız, dört çocuğunun geçimini sağlayan Arzu Odabaşı adeta göz göre göre katledildi.
Evet bu bir katliamdır!
Çünkü Arzu savcılığa, boşanma davasını gören mahkemeye ve polise eski eşi tarafından tehdit edildiğini defalarca bildirmesine karşın yetkili merciler her zamanki gibi hiç bir önlem almadı.
Burada , işte bugün basın açıklaması yaptığımız bu yerde “koca” tarafından öldürülen Arzu Odabaşı’nın cinayeti Türkiye’de devlet destekli örtük bir cins-kırım yaşandığını açıkça ortaya koymaktadır. Arzu Odabaşı öldürülene kadar “devlet” kılını kıpırdatmamıştır.
Arzu Odabaşı cinayeti münferit değil, devlet kılını kıpırdatmadığı için öldürülen o kadar çok kadın var ki!
Örneğin; 15 gün önce öldürülen Arzu Yıldırım cinayetinde Ümraniye savcısının ihmali çok açık. Adana’da 51 yaşındaki Semiha K. da yıllarca şiddet gördüğü “koca”yı devletin makamlarına bildirmişti. Devlet, kadını erkek şiddetinden koruyacak önlemler almadığı için Semiha K. çarşamba günü öldürüldü. Gebze Yavuzselim Mahallesinde Çiğdem K(28) kocası tarafından salı gecesi pompalı tüfekle öldürüldü. Özlem eski kocadan kurtulmak için 850 km uzağa gitti ama eski koca’dan kurtulamadı, eski koca tarafından bıçaklandı, şimdi hastanede ağır yaralı.
Türkiye’de son on yılda 5000’den fazla sayıda kadın öldürüldü. Ölmeden önce kendilerinde
suç duyurusu yapma gücü bulan kadınların başvurularının karşılıksız kalmasının izah
edilir yanı yok! Yapılan başvuruları önemsememek, gelen evraklar arasına koyup ‘üst
kattaki komşum gece müziği yüksek sesle dinliyor’ suç duyurusuyla eş düzlemde ele almak
sorumsuzluk ve cinayete davetiye çıkarmaktır.
Devlet (hükümet, emniyet, jandarma, savcılar, hakimler, belediyeler, partiler, sendikalar, erkek STKlar) seyrediyor “koca”lar seri kadın cinayetleri işlemeye devam ediyor.
Anlaşılan o ki ; Türkiye kadın cinayetlerinde ilk sıralardaki yerini korumakta ısrarcı. Erkeklerin cinayet bahaneleri bitmiyor. Öldürmeleri için erkek, öldürülmek için kadın olmak yetiyor.
AKP iktidarı döneminde kadın cinayetleri yüzde 1400 arttı. Ancak hükümet “neler oluyor” diye araştırmak yerine, kadını babaya kocaya mahkum eden yasalara imza atıyor, erkek egemen zihniyeti besleyen açıklamalar yapıyor. İktidarın Bakanı “bunlar münferit “diyor.
Oysa biz biliyoruz, bunlar müferit değil, sistematik! Ve şunu da biliyoruz ki, çok acil, hem de çok çok acil, meclis toplanıp “kadın cinayetlerini önlemek acil eylem planı” başlatmadığı sürece devlet destekli örtük cins-kırımı devam edecek.
Kadınlar öldürülüyor, devlet seyrediyor. Sabrımız kalmadı, canımız yanıyor, isyanımız büyüyor. Bir an evvel, devlet kadın cinayetlerini durdurmak için bir girişimde bulunmaz ise, İstanbul feminist kolektif isyanını büyütecektir.
Cinayetler Münferit Değil Sistematiktir! Kadın Katliamına Son!
İstanbul Feminist Kolektif / 27.02.2011-Ümraniye