Samsun’da Nisan ayında Birsen Candan ve Fikriye Kul’un kocaları tarafından bıçaklanarak öldürülmesi, 13 yaşındaki M.K. ve 6 yaşındaki F.A.’nın tecavüze uğramasının ardından kentte son dönemde yaşanan cinsel saldırı ve kadına yönelik şiddet olaylarının yalnızca bilinen sonuncusu olan olayla ilgili olarak kadınlar, mahkeme sürecinin takipçisi olacaklarını söylediler. “Kadın kıyımına son” yazılı panktart ve “Sokağa çık hayır de kadın cinayetlerini engelle”, “Erkek vuruyor AKP koruyor” sloganlarıyla cinayetlere karşı ses çıkaran kadınlar adına açıklamayı Gizem Altunkaynak okudu.
Samsun Kadın Buluşması’nın açıklaması:
Susmuyoruz…Korkmuyoruz…Direniyoruz!
Bugün her 2 kadından biri şiddet görmektedir. Kadınlar evde sokakta, iş yerlerinde çoğunlukla tanıdıkları erkeklerin tacizine, tecavüzüne, yaralayıcı ve öldürücü saldırılarına maruz kalmaktadır. Her gün 5 kadın vahşice katledilmektedir. Kadın cinayetleri 2002 yılından bugüne %1400 oranında artmıştır. Devlet, kadına yönelik şiddete karşı tarafsız değildir. AKP iktidarı ile birlikte derinleşen gerici, muhafazakâr ve piyasacı yapı kadına yönelik şiddeti giderek tırmandırmaktadır. Her gün işlenen kadın cinayetleri görmezden gelinmektedir. AKP’nin bugün kadınlara dair geliştirdiği politika; meşrulaştırdığı ve beslediği şiddeti muhafaza ve müdafaa etmektir.
Yasaların ve ulusal politikaların bütününde kadınları birer ‘ birey’ olarak gören bir yaklaşımın değil, geleneksel aileyi kutsayan kadın ve erkeklerin toplumsal rollerini pekiştiren bir yaklaşımın hâkim kılınmaya çalışıldığını görüyoruz. Kadın cinayetlerine ‘ münferit’ diyen zihniyetlerin, kadınların erkekleri tahrik ettiğini söyleyen profesörlerin, kadın erkek eşitliğini ‘fiş-priz’ benzetmesiyle açıklayabilen dernek başkanlarının ve sayamayacağımız pek çok örneklerin olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Erkek egemen kapitalist sistem işsizlikle, yoksullukla, güvencesizlikle, ekolojik tahribatlarıyla günde 5 kadın öldürmeye devam ediyor. Suçlular elini kolunu sallayarak geziyor. Hukuksal düzenlemeler yetersiz kalıyor, önlemler alınmıyor. Öldürülmek kadınların kaderi haline getiriliyor. Kadınlar bu kadere mahkûm ediliyor.
Boşanmak istemek, yemeğin tuzunu fazla kaçırmak, internette oyun oynamak, tecavüzcüden şikâyetçi olmak bugün öldürülme sebebi için yeterli. Kadın cinayetlerinin faili olan erkeklere verilen cezalarda ‘haksız tahrik, pişmanlık, gelecek, iyi hal’ gibi gerekçelerle indirim uygulanıyor. Kadın katilleri devlet tarafından itinayla koruma altına alınıyor.
Dün İlkadımda Birsen Candan eşi tarafından internette oyun oynaması kıskançlık sebebi için yeterliydi ve 28 yerinden bıçaklanarak öldürüldü.
Dün Canik’te 13 yaşındaki M.K 26 yaşındaki Murat Y.’nin tecavüzüne uğradı.
Dün Vezirköprü’de 6 yaşındaki F.A tecavüze uğradı.
Dün Bafra’da Fikriye Kul eşi tarafından eve geç geldiği gerekçesiyle 51 yerinden bıçaklanarak öldürüldü.
Yine dün burada boşanmak istediği eşi tarafından 4 yaşındaki çocuğunun gözleri önünde 8 yerinden bıçaklanarak ağır yaralanan Sevim Çon, Samsun Gazi Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak yoğun bakıma alındı. Olay yerinde halkın tepkisini alan eşi ise gözaltına alınarak savcılığa sevk edildi. Sevim 29 yaşında. 4 çocuğu var ve 15 yıldır evli. Sevim eşinden boşanmak istiyordu ve burada 4 yaşındaki oğlunun gözleri önünde güpegündüz 8 yerinden bıçaklanarak ağır yaralandı. Bu Sevim’in kıyımıdır. Kadınların kıyımıdır. Medyanın kadın katillerini romantikleştirmesi, kadının koruma talebinin karşılıksız bırakılması, yasaların kadın katillerine iyi hal indirimi uygulaması, iktidarın kadına yönelik her türlü şiddeti meşrulaştıran açıklamaları kadın kıyımının sebeplerindendir.
Bugün bizler buradayız çünkü bedenimiz bize ait değil. Çünkü çocuk yaştan itibaren istismarlarınıza, tacizinize, tecavüzünüze maruz kalıyoruz. Bizler buradayız çünkü kadın katilleri, tecavüz çeteleri dışarıda. Buradayız çünkü yasalarınızla söylemlerinizle kadınları korumak yerine tutsaklaştırıyor, cezalandırıyorsunuz. Karakola şikâyete gelen kadına sığınma evi yerine katiline teslim ediyor, kadınlara şiddet uyguluyor bir de kadınları yargılıyorsunuz. Buradayız çünkü bu ülkede kadın cinayetleri var davası yok, davası var cezası yok, cezası var hükmü yok.
Buradayız çünkü eşini, yani Sevim Çon’u 8 yerinden bıçaklayarak ağır yaralayan Mehmet Çon, dün savcılığa sevk edildi. Mehmet Çon’un, bu olayın, hukuksal sürecin de takipçisi olacağımızı buradan duyuruyoruz.
Buradayız çünkü yan yana olmak bize güç veriyor.
Bizler buradayız çünkü taciz ve tecavüz durumlarında kadının beyanının esas alınması ve soruşturma sürecinin başlatılmasını istiyoruz.
Bedeni üzerinde tek söz sahibinin kadınların kendisi olduğunun kabul edilmesini istiyoruz.
Şiddete uğrayan kadınlar için başvuru ve sığınma evi sayısının arttırılmasını, ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek sağlanmasını ve yasal yardım yapılmasını istiyoruz.
Evde, sokakta, okulda, iş yerinde yaşanan kadına yönelik şiddetin sorumlularının yargılanmasını ve caydırıcı yasal tedbirler alınmasını istiyoruz.
Medyanın kadın ve çocuklara yönelik şiddeti teşvik edici yayınlar üzerinde kendi oto denetim mekanizmasını kurarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti bir malzeme olarak kullanmaktan vazgeçmesini sağlanmasını istiyoruz.
Kadın düşmanı profesörlerin, vakıf başkanlarının, gazetecilerin ve bakanların istifa etmelerini istiyoruz.
Kadın katillerine indirim değil, ağır ceza istiyoruz.
Kadın örgütlerinin taciz, tecavüz, istismar ve kadına yönelik şiddet davalarına müdahil olmasının yasallaştırılmasını istiyoruz.
Bizler kadın cinayetlerine karşı yasta değil, isyandayız!
İsyanımız başka bir dünya için!
Kadınlar artık susmayacaklar!
Kadın kıyımına son!
Bizler;
Susmuyoruz…Korkmuyoruz…Direniyoruz!