Basın Açıklaması: “Açlık Grevlerinin Sesini Duyalım”

Cezaevlerinde başlayan açlık grevleri 42. gününde.  12 Eylül’de 63 tutuklu ve hükümlünün başlattığı greve şu ana kadar 53 cezaevinde 483 kişi katıldı; sayının artması bekleniyor.
İçlerinde aynı zamanda kadın hareketinde de birlikte olduğumuz arkadaşların da bulunduğu açlık grevciler neredeyse ölüm sınırındalar. Yaşamı tehdit eden, en azından kalıcı hasarlar bırakacak sınır çoktan geçildi.  Başbakanın talimat verdiği medya susuyor, açlık grevlerini görmezden geliyor. Kürt halkının en temel demokratik hakları için açlık grevine giden mahkûmların sesi duyulmaz kılınarak bizzat devlet ve medya eliyle ölüme terk ediliyorlar.

Biz kadınlar, yalıtılmış duvarlar arasında şiddetle bastırılmaya çalışılan duyulmayan seslerin ölümü nasıl yakınlaştırdığını biliyoruz.  Cezaevlerinde 2000 yılında F tiplerine direnmek amacıyla gerçekleştirilen ölüm oruçlarının acısı henüz dinmedi.  122 sosyalist öldü, onlarcasında ise kalıcı hasar ve hastalık izleri var. F tipleri tüm insanlık dışı uygulamalarıyla devam ediyor.  Şimdi 2012 yılındayız ve yine cezaevlerinde siyasi tutuklu ve mahkûmlar anadilde savunma, anadilde eğitim ve Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması için açlık grevindeler.

Biz açlık grevcilerin sağlığından endişe ediyoruz.  Bugün Galatasaray’da cezaevinde açlık grevi yapan kadınlara kart yollayarak seslerini duyduğumuzu, taleplerini desteklediğimizi ve dayanışma içinde olduğumuzu duyuruyoruz.

Açlık grevcilerin seslerine, taleplerine kulak vermenin zamanı geldi geçiyor.
Açlık grevlerinin sesini duyalım.

Ölüm değil çözüm

Yorumlara kapalıdır.