Kadın Emeği Platformu 2 Kasım Cumartesi günü düzenlediği kuruluş forumunun sonuç metnini dün yaptığı basın toplantısıyla açıkladı. AKP’nin kadın istihdam paketinin ‘müjde’ olmadığını ve bu paket ile ‘emek piyasası’nın kadın ve toplum aleyhine yeniden düzenleneceğini vurgulayan platform taleplerini açıkladı
Sendikalar, kadın örgütleri, feminist örgütler ve siyasi partilerden kadınlardan oluşan Kadın Emeği Platformu 2 Ekim’de gerçekleştirdiği “AKP’nin Kadın İstihdam Paketi kime müjde?” isimli forumun sonuç metnini açıkladı. Bu forumu kuruluş etkinliği olarak nitelendiren platform, yaptıkları basın açıklamasında Kadın İstihdam Paketi’ne karşı kurdukları platformun taleplerini de sıraladı.
TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nda gerçekleşen basın açıklamasında kadınlara “doğum izni ve yardımı müjdesi” olarak lanse edilen yasanın aslında toplumsal yaşam ve “emek piyasası”nın kadın ve toplum aleyhine yeniden düzenlenmesi olduğu belirtildi. Patronların daha ucuz ve güvencesiz işçi ihtiyacına cevap verecek olan bu paketin ana temasının esnek, kuralsız ve örgütsüz çalışmayı yasalaştırma üzerine kurulu olduğu vurgulandı. Kadınlara bu paket ile sunulan tek seçeneğin, daha çok çocuk doğurarak ülkenin gelecekteki ucuz işgücü potansiyeline hizmet etmesi olduğunu söyleyen platform, “kadınların aileye mahkum edilerek, iş yaşamındaki ve evdeki cinsiyetçi iş bölümünün derinleşmesini sağlayacaktır” dedi.
İstihdam paketinin dayattığı kadın esaslı esnek çalışma ve aile ile iş yaşamını ‘uyumlulaştırma’ yöntemlerine ‘esastan’ karşı çıkan platform bunun karşısında taleplerini de açıkladıktan sonra kadın emeğinin sömürülmesine karşı eylem ve etkinliklerine devam edeceklerini açıkladı. Ve tüm kadınları, erkek egemenliği ve sermayenin bu ittifakına karşı ses çıkarmaya çağırdı.
Kadın Emeği Platformu’nun talepleri:
- Çocuk bakım izinlerinin, hiçbir hak kaybı ya da kismi zamanli çalışma dayatması olmaksızın, erkeklerle eşit hak ve sorumluluklarla düzenlenmesi gerekmektedir.
- Yalnızca aile içinde değil hayatin tüm alanlarında kadın-erkek eşitsizliğinin ortadan kalkması, bakım hizmetlerinin kadının sorumluluğu olmaktan çıkarılması ve çocuklu-çocuksuz özgür bireylerden oluşan bir toplum için politikalar hayata geçirilmelidir.
- Kapatılan tüm kamu kreşleri açılmalıdır. Kadın/erkek olmasına bakılmaksızın, en az 50 işçi çalıştıran kamu/özel tüm işyerlerinde ücretsiz, (vardiya koşulları dikkate alınarak gerektiğinde 24 saat açık) bakım evleri ve kreşlerin açılması zorunlu olmalıdır.
- İş yerlerindeki çalışma düzeni, kadınların ve erkeklerin çocuklarına bakma yükümlülüğüne uygun şekilde düzenlenmelidir.
- Özel istihdam büroları kapatılmalı iş ve işçi bulma hizmetleri Çalışma Bakanlığı’na devredilmelidir.
- Yasal hakların uygulanıp uygulanmadığını tespit için işyeri denetimleri yapılmalıdır.
- Türkiye’nin de üyesi olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü’nün(ILO), 183 Sayılı Annelik Koruması Sözleşmesi imzalanmalıdır.
Kuruluş metninin tam hali şöyle:
Kadın ve emek örgütleriyle, kadın ve erkek işçilerin örgütleriyle ile hiçbir biçimde müzakere edilmeden, gizlice hazırlanan ve medyada “kadınlara müjde” haberleriyle duyurulan yeni istihdam yasa taslağının ayrıntıları “sızdırma/ısmarlama haberler” yoluyla belirginleştikçe; bunun “doğum izni ve yardımı müjdesi” değil, meşruiyetini erkek egemenliği ve sermayenin uyumundan alan, toplumsal yaşam ve “emek piyasası”nın kadın ve toplum aleyhine yeniden düzenlenmesi olduğu açığa çıktı.
Bizler de sendikalardan, kadın örgütlerinden, feminist örgütlerden, siyasi partilerden kadınlar; fabrikalardaki, atölyelerdeki, tarlalardaki, okullardaki, plaza ofislerindeki işlerimizi, en çok emek harcadığımız ve karşılığını hiç alamadığımız ev işlerini erteleyip 2 Kasım Cumartesi günü AKP’nin bu yasa tasarısını konuşmak için buluştuk. Ücretli ve ücretsiz çalışma hallerimizin planlanan yeni yasal düzenlemelerden nasıl etkileneceğini ve ne istediğimizi tartıştık, taleplerimizi belirledik.
Bu istihdam paketi, TİSK, TÜSİAD, TOBB gibi patron kuruluşlarının yıllardır talebi olan, zaman ve içerik olarak esnek/kısmi/keyfi çalışma kurallarına tabi olacak daha ucuz ve daha güvencesiz işçi ihtiyacını karşılayacak bir düzenlemedir. AKP hükümetinin ve sermayenin “kadın istihdamını artırma” argümanıyla üstünü örtmeye çalıştıkları bu olgu, medya aracılığıyla yapılan propagandalar yoluyla, uzun çalışma saatleri, düşük ücret, insanlık dışı çalışma koşulları ile yaşamından bezdirilen kadın (ve erkek) emekçilere dizi dizi haklar getirecekmiş gibi sunulmaya çalışılmaktadır. Kreş yardımları, yarım gün ücret, kısmi SGK primi ödemeleri gibi, ya hiçbir yaptırımı olmadığından kağıt üzerinde bırakılacak ya da bir gecede geri alınıverecek pamuk ipliğine bağlı göz boyama amaçlı haklarla bezeli bu paket kadınların sosyal haklarına kavuşamayacağı bir düzenlemedir. Paketin çelik çekirdeği, esnek, kuralsız ve örgütsüz çalışmayı yasalaştırmaktır. AKP kadınların işgücüne katılımında esnek çalışmayı temel istihdam biçimi olarak önerdiği halde, bu desteklerden faydalanabilecek olanların tam zamanlı çalışan kadın işçiler olduğu bilinmektedir. Aile Bakanı Fatma Şahin’in “kadınlara birçok seçenek sunacağız” iddiasının tam tersine, kadınlara bu paket ile sunulan tek seçenek, daha çok çocuk doğurarak ülkenin gelecekteki ucuz işgücü potansiyeline hizmet etmektir. Çocuklarına bakabilecekleri, evin işini rahatça yapabilecekleri bir zaman yaratma vaadiyle her türlü kazanılmış hakkından vazgeçirilen kadınlar düşük ücretli ve düşük statülü islere zorunda bırakılmaktadır. Bunun diğer bir sonucu da, kadınların aileye mahkum edilerek, iş yaşamındaki ve evdeki cinsiyetçi iş bölümünün derinleşmesidir.
Biz bu forum ile kuruluşunu ilan ettiğimiz Kadın Emeği Platformu olarak diyoruz ki:
Kadın istihdam paketi diye sunulan ama kadın emeği sömürüsüne dayanan; kadını düzenli, güvenceli işler yerine, anneliğe ve ev kadınlığına hapseden; kısmi zamanlı düşük ücretli işçi olarak sömürmeye hazırlanan bu pakete esastan itirazımız var.
Çocuk bakım izinlerinin, hiçbir hak kaybı ya da kısmi zamanlı çalışma dayatması olmaksızın, erkeklerle eşit hak ve sorumluluklarla düzenlenmesi gerekmektedir. Çocuk bakım sürecine katılabilmeleri için çalışan babalara ücretli ve annelere devredilemez minimum bir çocuk bakım izni verilmelidir.
Kadınların da özgür zamana ihtiyaçları olduğu unutulmamalı, iş ve iş dışı zamanları dikkate alınarak düzenlemeler yapılmalıdır
Yalnızca aile içinde değil hayatin tüm alanlarında kadın-erkek eşitsizliğinin ortadan kalkması, bakım hizmetlerinin kadının sorumluluğu olmaktan çıkarılması ve çocuklu-çocuksuz özgür bireylerden oluşan bir toplum için politikalar hayata geçirilmelidir. Bu model içerisinde eğitim ve sağlık sisteminin yeniden organize edilmesinden; çocuk, engelli, yaşlı bakım sorumluluğunun devlet/özel sektör ve toplum tarafından üstlenilmesine dek birey olarak kadınları hak ve özgürlük temelinde destekleyen politikalar geliştirilmelidir.
Kapatılan tüm kamu kreşleri açılmalıdır. Kadın/erkek olmasına bakılmaksızın, en az 50 işçi çalıştıran kamu/özel tüm işyerlerinde ücretsiz, (vardiya koşulları dikkate alınarak gerektiğinde 24 saat açık) bakım evleri ve kreşlerin açılması zorunlu olmalıdır. 50’den az çalışanı olan işyerlerindeki çocuklu bireyler için ise her mahalleye ihtiyacı karşılayacak kadar kreş açılması amacıyla devlet kendisi girişimde bulunmalı, belediyelere yasal zorunluluk getirilmeli, işverenler de bu mahalle kreşlerine destek olmakla yükümlü olmalıdır. Çalışmayan ebeveynlerin çocuklarının da mahalle kreşlerinden faydalanması sağlanmalıdır. Kreşin bir çocuk hakkı olduğu gerçeğinden hareket edilerek politika geliştirilmelidir
İş yerlerindeki çalışma düzeni, kadınların ve erkeklerin çocuklarına bakma yükümlülüğüne uygun şekilde düzenlenmelidir.
Kadın ve erkek işçilerin kendilerine ve ailelerine zaman ayırabilmeleri için yasal günlük/haftalık çalışma süreleri günde en fazla 7, haftada en fazla 35 saate indirilmeli, toplu iş sözleşmeleri ile daha altında süreler hedeflenmelidir.
Devletin anayasal görevi olan, yurttaşlarına geçimlerini sağlayacak işi bulma özel şirketlere devredilerek özel istihdam büroları aracılığıyla örgütsüz ve sendikasız, denetimsiz bir çalışma yaşamı kurulmaya çalışılıyor. Bu paketle esnekliğin kural haline getirilmesine itiraz ediyoruz. Kadın ve erkek emekçiler için; esnek değil, yarı zamanlı değil; güvenceli, eşdeğer işe eşit ücret ödenen işlerde çalışılması güvence altına alınmalıdır. Bu nedenle, özel istihdam büroları kapatılmalı iş ve işçi bulma hizmetleri Çalışma Bakanlığı’na devredilmelidir.
Bu istihdam paketi, Türkiye koşullarında, emekli olma yaşını 65’e yükselterek çalışanların emeklilik hakkını “mezara gömen” düzenlemeyi daha da ileri götürmektedir. Kısmi/esnek zamanlı çalışmayı kural; tam zamanlı/düzenli çalışmayı istisna haline getiren bu düzenleme ile öncelikle kadınlar ve sonuçta tüm çalışanlar için “emeklilik” artık “bir hayal” bile olmaktan çıkartılmaktadır.
Amaç, gerçekten istihdamda kadın-erkek eşitliğini sağlamak ise, kadın ve erkek emekçilerce hiçbir biçimde kabul edilmeyecek bu “yaşamsı” düzenlemeler çöpe atılmalı, hali hazırdaki yasal hakların uygulanıp uygulanmadığını tespit için işyeri denetimleri yapılmalıdır.
Ve hazırlanmakta olan yeni anayasada; erkek egemenliğini koruyan, güçlendiren tüm düzenlemeler çıkarılmalı, (kamu ya da özel) “çalışma hayatının tüm alanlarında (tüm iş ve mesleklerde ve her yönetim kademesinde) kadınlarla erkeklerin eşit yer alması esastır” ilkesi getirilmelidir.
Türkiye’nin de üyesi olduğu Uluslararası Çalışma Örgütü’nün(ILO), 183 Sayılı Annelik Koruması Sözleşmesi imzalanmalıdır.
Kadın Emeği Platformu olarak, AKP’nin yasalaştırmaya çalıştığı Kadın İstihdam Paketini kabul etmediğimizi ve mücadelemizle taleplerimizin takipçisi olacağımızı duyuruyoruz. Bundan sonraki süreçte hükümetin kadınların ücretli, ücretsiz emeğine yönelttiği her türlü saldırıyı deşifre edip ortak politikalar ve eylemler geliştireceğiz. Tüm kadınları, erkek egemenliği ve sermayenin bu ittifakına karşı ses çıkarmaya çağırıyoruz!