Anne Üniversiteleri: Masumiyetten Uzak Bir Adım

anne-universitesi-nde-dersler-basladi-4012942_oEğitim şart dediler, annelik en zor meslek dediler..

Değerler dediler, hayırlı evlatlar dediler..

Kadın değil anne dediler, aile dediler..

Tv programlarını yapmak, gazete çıkarmak, kurs ve

rmek, kadın bakanlığını kaldırmak vs yetmedi; sonunda Anne Üniversitelerini de açtılar..

İlki İstanbul’da 2012 yılında Esenler Belediyesi Şehir Düşünce Merkezi ve Yıldız Teknik Üniversitesi işbirliği ile başladı. Dediklerine, yazıp çizdiklerine göre üniversite (!) iki dönemi arkasında bırakmış,  üçüncü dönemi başlamış.

İkincisi ise Ankara’da Büyükşehir Belediyesi ve Gazi Üniversitesi işbirliği ile geride bıraktığımız Kasım ayında açıldı.

Bu şahane eğitimden faydalanabilmenin yolu o kadar basit ki; ya okul çağında bir çocuğunuz olacak ya da anne adayı olacaksınız; bunun için gebelik testini istenen belgeler arasına dahil etmeniz gerekiyor olsa gerek.

Bu eşi bulunmaz eğitim sayesinde eğitilecek, bilginize bilgi katacak, bir anne olarak çocuğunuz için tüm gelişmeleri takip edecek, bir kez de çocuklarınız için hayat boyu öğrenecek, bilgi ve değerlerle donanmış ve en nihayetinde Türk- Sünni toplumuna HAYIRLI evlatlar yetiştireceksiniz..

Emine Erdoğan, Ankara’daki açılış töreninde şöyle diyor:

“Anne ve anne adayları, hocalarla diyalog içinde karşılaştıkları sorunlara çözüm arayacak, bilmediklerini öğrenecek, bildiklerini yeniden gözden geçireceklerdir… Hayat boyu öğrenme yaklaşımını benimsemiş kişisel gelişime değer veren anneler çocuklarıyla beraber çevrelerini de olumlu yönde etkileyecek, topluma eşsiz katkılar sağlayacaktır. Anne üniversitesinin aile içindeki sevgiyi artırmasını, kuşaklar arasındaki iletişimi güçlendirmesini temenni ediyor, hayırlı olmasını diliyorum.”

Melih Gökçek, Erdoğan’ı bile aratacak cümleleri ise şöyle sıralıyor:

“Gün geçtikçe insanlar daha saygısız, tahammülsüz ve hoşgörüsüz hale geliyor. Basit tartışmalar, basit anlaşmazlıklar cinayet, cinnet vb. elim vakalarla sonuçlanıyor. Her gün haberlerde bunların canlı örneklerini görüyoruz. Çocukların küçük yaşlarda birçok kötü alışkanlık edindiğine şahit oluyoruz. Bu toplumsal suçların sebebi, belki eğitimsizlik, belki aile hayatı; belki de kaybedilen değerlerimizdir.”

Gazi Üniversitesi Rektörü Süleyman Büyükberber ise bu şahane resmin üzerine bir de kelebek konduruyor. Büyükşehirin web sitesindeki habere göre Büyükberber, BELTEK kursiyerlerinin Milli Eğitim Bakanlığı Sertifikası sayesinde çok kolay iş bulabildiklerini öne sürerek, bu şekilde ara eleman ihtiyacının karşılanmasının önemine dikkat çekmiş ve “aile denince ilk aklımıza gelen evin direği anne, eğitimin baş mimarıdır” demiş.

Üniversitede verilen dersler ise şöyle: Aile içi iletişim, iletişim becerileri, değerler eğitimi, ev ekonomisi, sağlık bilgisi ve çevre bilinci, girişimcilik, eğitimde ailenin rolü, medya okuryazarlığı

Anne olmanın kadın olmak üzerine kurduğu takhakküm; aile kurumunun diğer her türlü birliktelikler üzerine kurduğu tahakkümdür bunun adı.

Tıpkı sanayi bakanının hedeflediği gibi ara eleman ülkesi olma yolunda bu ulvi göreve kendini adayacak yeni hayırlı işçiler yetiştirmektir bunun adı; Nazan Üstündağ’ın  29 Kasım 2013 tarihli  Özgür Gündem’de çıkan yazısında da söyediği gibi, “Ailenin bir tüketim birimi haline getirilmesi, kadınların en ‘modern’ bilgilerle donatılarak bakım veren birer makine olarak yeniden tanımlanması”dır bunun adı.

Anne Üniversiteleri, KADEM’in (Kadın ve Demokrasi Derneği) açılması, KEFEK’in (Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu) kapatılma girişimi.. Aslında beklemediğimiz gelişmeler değil; ve fakat kadınların bedenlerinde, ruhlarında geri dönülmez yaralar açmaya doğru hızla ilerleyen adımlar bunlar..

Sonuç olarak; kadınları sadece “aile” içinde “anne” olarak gören, görmeyi bilinçli tercih eden, her açıdan onun sorumluluklarını, aldıkları riskleri arttıran, kadınları aileye bağımlı kılan gayet kurnazca ve hiç masum olmayan adımlar bunlar..

Sadece adı üniversite olsa bile, “üniversite” bitirdi diye erkeklerin kadınlardan daha fazla ev ve annelik becerisi bekleme haklarının doğmasına neden olacak.

Tüm bunların bütününde patriarka ve kapitalizmin beraber aynı düzlemde adım attıkları bir tango sahneleniyor..

 

Yorumlara kapalıdır.