Erkek sermaye düzenine isyanımız var!
Bir Mayıs’ta alandayız…
Dünya ve Türkiye, emekçilerin ‘Bayramı’na kapitalizmin kriziyle giriyor.
Doğasında krizi taşıyan sermaye, 1 Mayıs 2009’u tatil ilan ederek ezilenleri susturmaya çalışırken gerçek tablo şöyle: Bu memlekette, yarısından fazlası kadın olan 6 milyon işsiz var. İşsizlik tehdidiyle çağdaş köleliğe boyun eğmek zorunda bırakılan emekçiler; işyerlerine, ücretli/ücretsiz kadınlar da çağdaş kölelerin kölesi olarak evlere hapsediliyor. İşte bu nedenledir ki, 1 Mayıs 2009, 22 milyon kadının daha işsiz kalacağının hesap edildiği bir dünyada bayram değil, erkek-devlet sermaye ittifakının hesaplarını bozma günüdür!
AKP istediği kadar, işsizliğin suçunu ücretli çalışmak isteyen ev kadınlarına yüklesin. Bu koca bir yalan. Bal gibi biliyoruz ki, işsizlik biz kadınlar için yoksulluk demek. Dayak, ölüm, bazen fuhuşa zorlanmak demek. Koca-baba-erkek kardeş üçgeninde daha çok ezilmek demek. Göç demek, topraklarından koparılmak, yalnızlaştırılmaya çalışılan hayatlarımıza gömülmek demek…
“Dünya değişiyor, oyunun kuralları sil baştan yazılıyor” deniyor. Ama krizin ücretli/ücretsiz kadınlar için sundukları değişmiyor. Nedense işten, önce kadınlar atılıyor. Ücretler düşse de evdeki tencereyi kaynatma nedense daha çok kadınların tasası oluyor. Her ne hikmetse evdeki erkek şiddeti kriz dönemlerinde artıyor, üstelik meşruymuş gibi sunuluyor.
Kapitalizm kadınların görünen ve görünmeyen emeği üzerinde yükseliyor. Erkek egemenliği iktidarını kapitalizmle ittifak yaparak güçlendiriyor. Emeğinden başka satacak bir şeyi olmayanları sömürürken bile kadın erkek diye ayırıyor.
Erkek işçiler, kadın işçileri, ekmeklerine göz koyanlar olarak algılılarken, evde kadınların üstüne yıktıkları her iş için kendini de sömüren, ilk krizde işten atan patronla ittifak yaptığını görmüyor.
İddia ediyoruz ki, gök kubbenin altında da, üstünde de hiç bir şey aynı kalmayacak. Hiç bir gün diğerinin tekrarı olmayacak. Tek bir şartla: Patrona, babaya, kocaya, erkek devlete; evde, işte, sokakta yan yana gelmekten korkmayıp, gücümüzü birleştirip haykırarak, “Yetti artık beyler! Buraya kadar” diyebileceksek ,
1 Mayıs, işçilerin birlik dayanışma ve mücadele günüyse eğer, işteki patrona ücretli, evdeki erkeğe ise karşılıksız hizmet etmek zorunda kalan biz kadınlar, hayatımızı ve dünyayı değiştirme mücadelesinde bir adım daha atmak için,
1 Mayıs’ta seslerimizi birleştirelim…
-İşten çıkarmalar yasaklansın, işe alımlarda kadınlara kota uygulansın.
-İşten çıkarmalarda daha zor iş bulacakları için kadınlara yüzde 50 daha yüksek tazminat ödensin, böylece ilk işten çıkarılanların kadınlar olması engellensin.
-Ev kadınlarına emeklilik ve sağlık güvencesi hakkı verilsin.
-Yalnız/yalnız ve çocuklu kadınlara, barınma desteği sağlansın
-2008 tarihli istihdam yasasındaki kreş, sağlık hizmetlerine ilişkin son düzenlemeler iptal edilsin
-Kadınları aileye ve kocaya mahkum eden sağlık ve sosyal güvencelerini ortadan kaldıran SSGSS iptal edilsin.
Bu 1 Mayıs’ta sözümüzü söylemek için bir kez daha alanlara!
YAŞASIN 1 MAYIS