Nevin Yıldırım’ın Davası 4 Ekim’de Başlıyor/İstanbul Feminist Kolektif

Kendisine silah zoruyla tecavüz eden Nurettin Gider’i öldürmek zorunda kalan Nevin Yıldırım’ın davası 4 Ekim Cuma günü başlıyor. Davayı izlemek üzere Yalvaç’a giden feministlerin konuyla ilgili basın açıklaması:

Kadınlara uygulanan erkek şiddeti, kadınlar “haberlere konu olabilecek” kadar bu şiddete karşılık vermek zorunda kalmadıkça, yok sayılıyor.

Nevin, yaşadığı şiddetle bir başına mücadele etmek zorunda kalan ve üstelik bu mücadelede bütün çıkış yolları kapatılmış olan bir sürü kadından biri. Hiçbir sorumluluğu olmadığı bir şiddetten sorumlu tutulan, belki binlerce kadından biri…

Ahlak ve namus diye diye, çocuğuna zarar verilmesi, elaleme rezil edilmek, silah zoru ile karşı karşıya bırakılmak gibi tehditlerle şiddet uygulanan kadınlardan sizler de bizler gibi haberdarsınız aslında, belki de onlardan birisiniz.

Bütün bunlardan devletin haberi var, köylülerin haberi var…

Tecavüzden ancak tecavüzcüsünü öldürerek kurtulabilecek durumda olmanın meşru müdafaa sayılması gerektiğinden de, bu yüzden en çok adaletin haberi olmalı…

Kadınları  20-30 bıçak darbesiyle ve  iki şarjör kurşunla öldüren erkekler haksız tahrik indirimi alırken,  tecavüzcüsünü öldüren bir kadın ”canavarca hisle adam öldürmek” iddiasıyla yargılanmamalı.

Bir an düşünelim; Nevin tecavüzcüsünü öldürmeseydi ne olurdu?

  • Hane içinden herhangi bir erkek onu  öldürürdü.
  • Onu suçlayanlar, tıpkı köydeki çocuklar gibi işaret ederek ya da  “Ellere var bize yok mu, kadın kuyruk sallamasa” gibi erkeği kollayan baskılarla yalnızlaştırarak öldürürdü. Onu intihara sürüklerlerdi (ki Nevin’in iki defa intihara kalkıştığını biliyoruz).
  • Buna karşın tecavüzcü erkek  “elinin kınası” denilerek yüceltilir, yaptıklarının hiçbir bedelini ödemeden elini kolunu sallayarak şiddetine devam eder, Nevin’i öldürürdü.

Oysa;

Erkek şiddetini önlemek için kadınların böyle durumlarda ulaşabileceği mekanizmaları oluşturmuş bir devlet olsaydı

Kahvehanelerde dedikodu yapan erkekler ve toplum tarafından yargılanma endişesiyle büyüyerek bu dedikodulara dâhil olan kadınlar Nevin yerine Nurettin’i sorgulasalardı

Bu ülkenin bakanları Türkiye’nin mahkûm edildiği bir kararın ardından kadının gördüğü şiddetin değil, kadınların erkek şiddeti karşısındaki meşru müdafaa vakalarının münferit olduğunu söyleselerdi

Bugün hapishanede Nevin değil, Nurettin olacaktı; ”canarvarca hisle insan öldürme” değil, tecavüz yargılanıyor olacaktı.

“N.Gider  ile gönül ilişkisi varmış” diyerek şiddeti meşrulaştırmak yerine Nevin’in sesini dinlemeyi deneyenler, tecavüzlerin yüzde 90’ının “gönül ilişkisi olan” erkeklerce gerçekleştirildiğini hemen hatırlayacaktır. Devlet de kendi yasasına “evlilik içi tecavüzle” ilgili bir düzenleme koyarak bu gerçeği kabul etmedi mi zaten!

Biz feministler, Nevin Yıldırım’ın yaşadığı şiddet karşısındaki müdafaasının, Türkiye’de kadınlara uygulanan erkek şiddetinden ayrı düşünülemeyeceğini hatırlatıyoruz.

Eğer biri ceza alacaksa, Nevin’in bugün hapishanede bulunmasına sebep olanlar,  Nevin’e cinayet işlemekten başka yol bırakmayanlar cezalandırılmalıdır

Kadınların kendi adaletlerinde başvurmak durumunda kalmadığı bir toplum için, tecavüzü engelleyen, tecavüzcüyü yargılayan toplumsal ve hukuksal bir adalet kurulmalı…

İstanbul Feminist Kolektif

Yorumlara kapalıdır.