Biz bir grup feminist 11 Şubat’ta Uludere’de olacağız.
Uludere katliamının üzerinden yaklaşık 1.5 ay geçmesine rağmen; hükümetin, aralarında çocukların da olduğu 34 Kürdün uğradığı saldırıya kayıtsız kalmasını, bu korkunç olaya adeta bir doğal afetmiş gibi yaklaşmasını protesto ediyoruz!
Sorumluların derhal bulunup, yargılanması gerekirken, sözde şeffaf bir soruşturma sürdürüleceği ileri sürülürken, mahkemeden çıkarılan gizlilik kararıyla katliamın örtbas edilmeye çalışılmasına öfkeliyiz.
Devletin kurumlarının, hükümetin ve AKP’nin tam destek verdiği, “operasyon hatası”, “hiçbir devlet kendi halkını bombalamaz” gibi açıklamalara inanmıyoruz!
Uzun yıllardır sürdürülen savaşın bir parçası olan sivil halka yönelik şiddet, Uludere/Roboski katliamıyla yeniden, korkunç bir biçimde tekrarlandı.
Katliamın mağdurları, sadece hayatını kaybeden -kendi deyişleriyle- sınır ameleleri, Kürt köylüleri değil, Kürt kadınlardır da. Kürt halkının haklı taleplerle yürüttüğü mücadeleye sadece ve sadece savaş ve şiddet siyasetiyle cevap veren devlet kurumları ve hükümetler, Kürt kadınlara savaşın en acı sonuçlarını yaşatıyor.
Feministler olarak, savaşın bitmesinin, Kürt halkının haklarına kavuşmasının ve katliamların sorumlularının hesap vermesinin bütün kadınların çıkarına olduğunu düşünüyoruz.
Uludere’ye, sadece Kürt halkı ve özel olarak Kürt kadınlara destek vermek, dayanışma göstermek için değil; birlikte özgürleşeceğimize inandığımız için gidiyoruz.
Biliyoruz, ölenleri geri getirmek mümkün değil; niyetimiz, gecikerek de olsa acıları paylaşmak ve birbirimize sözlerimizi iletebileceğimiz bir buluşma gerçekleştirmek