Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu’nun çağrısıyla kadınlar Kadıköy’de buluştu. “Darbeniz, OHAL’iniz, şiddetiniz ve taciziniz, yerin dibine batsın erkekliğiniz!” sloganıyla kadınlar, demokrasi ve özgürlük için bildiri dağıttı
Bildiri metni:
Darbeniz, OHAL’iniz, şiddetiniz ve taciziniz, yerin dibine batsın erkekliğiniz!
15 Temmuz darbe girişimi ve sonra ilan edilen OHAL sürecinde erkek devlet şiddeti hızla sürdü. Batman’da Amine abisi tarafından işkenceyle, Muğla’da Gizem “kocası” tarafından dövülerek katledildi; Bartın’da Cahide gece yarısı evine giren dört erkeğin saldırısına uğradı, parası gasp edildi. Yozgat’ta bir kadının yaşadığı köyde uzun zamandır toplu ve sistematik tecavüze uğradığı ortaya çıktı. Kolluk güçleri Barış Annelerine cinsel şiddet uyguladı. Erkeklik suçları OHAL gölgesinde de devam etti, ediyor.
15 Temmuz gecesi tankların paletlerinin, F-16’ların işgal ettiği sokaklar ve gökyüzü ‘Geceleri de meydanları da sokakları da terk etmiyoruz’ diye arşınladığımız alanlardı bizim. O sokaklar kanla, militarizmle, erkeklikle kuşatıldı. Darbecilere “erkek gibi davranın” diyen komutan da yeniden ve yeniden erkekliği kutsuyordu, “bireysel olarak silahlanın” diyen cumhurbaşkanı danışmanları da… Linç görüntüleri, cinsiyetçi küfürler, “idam isteriz” sloganları ile karşısındakini yok etmek üzerine kurulu erkek şiddeti her yerdeydi.
Biz sadece bunlar erkek şiddetini, kadın cinayetlerini daha da arttıracak diye düşünürken kıyafetinden dolayı ve bayrak sallamıyor diye saldırıya uğrayan kadınları, darbecilerin “karılarını” ganimetten sayan spor kulübü başkanlarını, darbe girişimi nedeniyle gözaltına alınan bir askerin 10 aylık bebeğine tecavüz tehdidi yönelten polisleri izledik. Ardından OHAL geldi. Erkek şiddetinin ve baskının egemen olduğu her durumda olduğu gibi, tecavüz ve işkencenin bir cezalandırma yöntemi olarak kullanıldığına tanık olduk, oluyoruz. Yapılan af tartışmalarının ardından, kadın katillerinin, tecavüzcülerin salıverilmesine olanak yaratılacağını görüyoruz.
Yıllardır mücadele ettiğimiz kadın düşmanı uygulamaların da pusuda olduğunun farkındayız. Daha önce infaz kanununa “tıbbi tedavi” ibaresiyle üstü kapalı olarak eklenen, kamuoyu tarafından ise hadım olarak adlandırılan bir yönetmelik OHAL döneminde hızla yürürlüğe girdi. Oysa tecavüz ve cinsel şiddet suçlarında toplumsal koşulları yok sayan, erkek egemenliğiyle mücadeleyi esas almayan bu tarz bir yöntem çözüm değildir, tecavüzü ve cinsel saldırıyı önlemez. Bu aynı zamanda insan haklarına aykırı bir uygulama. Son olarak boşanma komisyonu ile gündeme getirilen, kadınlar için boşanmayı zorlaştıran yasa önerileri, arabuluculuk, tecavüzcüyle evlendirme, müftüye resmi nikâh yetkisi verilmesi ve var olan haklarımızın gasp edilmesi gibi uygulamaların hayata geçirilmesine izin vermeyeceğiz. Artık yeter!
Erkeklikle silahlanmış iktidar savaşı en çıplak hali ile televizyonlarımızı, sokaklarımızı, meydanlarımızı, kulaklarımızı doldurdu! Oysa darbenin ardından meydanları ve yıllardır sokakları demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet için dolduran birçok kadın var. Erkekler ne kadar bu alanları elimizden almaya çalışsalar ya da bizi istedikleri zaman sokaklarda öne sürüp istedikleri zaman evlere hapsedeceklerini sansalar da, biz kadınlar erkek şiddetine ve onların üzerimizden yürüttüğü iktidar savaşlarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz! Kadın dayanışmasından aldığımız güçle hayatta kalmaya kararlıyız! Sokakları terk etmiyoruz!
13 Ağustos 2016