Kadınların Taksim Gezi Parkı’nda yaptığı basın açıklaması
8 Haziran 2013
İstanbul Taksim’de Gezi Parkı’nın talan edilmesine karşı başlayan eylemler, 76 ilde halkın AKP iktidarına ve onun temsilcisi Tayyip Erdoğan’a olan öfkesinin direnişe dönüşmesiyle devam ediyor. Bu büyük direniş, en başından itibaren kadınların isyanıyla yankılandı.
Kadınları aileye, evlere mahkum etmeye çalışan, kamusal alanları erkeklere ait kılan erkek egemen sisteme karşı sokaklardayız. Kent merkezlerinde, caddelerde, sokaklarda, parklarda özgürce ve eşit bir biçimde varolmanın mücadelesini veriyoruz… Polisin TOMA’sına, gazına göğsümüzü siper ettik, barikatlarda çatıştık, mahallelerden kent meydanlarına direnişi örgütledik ve sokaklarda olduk. Şimdi direnerek kazandığımız bu meydanları terk etmeyeceğimizi açıklıyoruz.
Kürtaj hakkının yasaklanacağını duyduğumuzda da, bizler, binlerce kadın yan yanaydık. AKP nasıl yaşayacağımıza, kaç çocuk doğuracağımıza, ne giyeceğimize karıştığında ayaktaydık. Hep beraber bedenimiz, kimliğimiz üzerinde kurulan dayatmalara karşı “bizim yaşamımız, bizim kararımız” dedik.
Kadın düşmanı Tayyip Erdoğan ve hükümetinin pekiştirdiği erkek egemen sisteme ve muhafazakarlığa, AKP iktidarında artan kadın cinayetlerine ve kadına yönelik erkek şiddetine karşı sokaktaydık.
Kadınları aileye hapseden, çocuk ve bakım emeğini üzerlerine yıkan, kadın denince aile anlayan, kadının bedenini ve cinselliğini denetleyen heteroseksist AKP politikalarını deşifre ettik.
Kadınlar istihdam ediliyor diye övünürken kadınları güvencesiz ve esnek işlere mahkum eden hükümetin kadın emeği sömürüsünü açığa çıkardık, işçi direnişlerinde, grevlerde güvencesizliğe karşı emeğimizin hakkı için direndik.
Savaşın kadınları iki kez vurduğunu defalarca söyledik, savaşa karşı barış için Türk, Kürt, Çerkez, Laz kadınlar halkların kardeşliği için yan yanaydık. Barışın toplumsallaşmasının kadınların katılımından geçtiğini vurguladık, kadınlar olmadan barış olmaz dedik
Büyük direnişin en önünde yer alan liseli ve üniversiteli kadınlar isyanı umuda dönüştürdü.
Doğasına, suyuna, deresine, mahallesine sahip çıkan kadınlar olarak eşit ve özgürce yaşayabileceğimiz bir kenti hep beraber kuracağız.
Bugün direnmeye, sokakta olmaya devam edeceğiz. Üstelik çok daha güçlüyüz. Çünkü geleceği için direnen binlerce kadın tedirgin dolaştığı sokaklarda artık çok daha cesurca yürüyor. Aile içine hapsedilmek istenen kadınlar için tencere tava artık kadın düşmanlarının keyfini bozan birer eylem aracı.
Gezi Parkı için başlayan eylemlerde sloganlara sinen kadın düşmanı, cinsiyetçi ve homofobik küfürlere karşı durduk. Biz bu barikatlarda LGBT bireylerle, seks işçisi kadınlarla beraber direndik.
Kadın düşmanı AKP iktidarının korktuğu belli oluyor. İstanbul’u, Ankara’yı, Eskişehir’i, İzmir’i, Hatay’ı, Dersim’i, Antalya’yı, sokakları ve kent meydanlarını terk etmeyen kadınlar artık evlerine dönmeyecekler. Direniş tüm haklarımızı ve tüm sokakları kazanıncaya kadar devam edecek çünkü.
Kadın düşmanlığını körükleyen bu zihniyet ve Tayyip Erdoğan başta kaldığı sürece tüm kadınların geleceğinden endişe ediyoruz. Bu alanlarda defalarca dile getirdiğimiz yaşam hakkımız için, özgürlüğümüz için direnmeye devam edeceğiz.
“Tayyipsiz Tacizsiz bir yaşam” kurana kadar mücadele etmeye ve sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Barikatları, parkları, meydanları, geceleri terk etmiyoruz.
Direnişçi Kadınlar