İsteklerimiz, özlediğimiz hayat, üzerimizdeki baskı ve denetimle uzlaşamıyordu uzun süredir. Kadınlar ve translar olarak bizler, Gezi direnişi boyunca taleplerimizi ve isyanımızı kararlılıkla savunduğumuz için ön plandaydık. Direnişin sokaklarında dolaşırken, yabancısı olmadığımız bir şiddet biçimiyle, polis şiddetiyle yeniden yüzleştik. Direnişte arkadaşlarımızı kaybettik, bazılarımız geri dönüşü olmayan ağır fiziksel hasarlar aldık. Günlerce bu şiddetin hukuksuzluğunu, yarattığı yıkımı tartıştık. Öte yandan polis şiddetinin emrini veren Emniyet Müdürü, Vali, İçişleri Bakanı, Başbakan gibi devlet ve hükümet görevlileri, art arda yaptıkları açıklamalarla taraf tuttuklarını ve sorumlu olduklarını açıkça beyan ettiler. Çoğu yetkilinin şiddeti yaşayanlara değil, uygulanan şiddete sahip çıktığına; İstanbul Valisi’nin gazetecileri hedef göstermesi, Başbakan’ın, “Polise emri ben verdim,” demesi gibi örneklerdeyse şiddetin açıkça teşvik edildiğine şahit olduk. Emniyet güçlerinin bu toplumsal ayaklanma karşısındaki şiddeti, nihayetinde ana akım medyanın bile gündemine girdi. Bu cinayet, yaralama ve hak ihlallerinin baş sorumlularının istifasını talep ettik, karşılığında birkaç zabıtayı görevden alıp, Ethem’in katilini serbest bıraktılar.
Gelin görün ki biz kadınların ve transların yaşadığı şiddet, alternatif medya ve direnişçilerce seslendirilen ve belgelenen bu fiziksel polis şiddetiyle sınırlı kalmadı. Yine çok sistematik bir başka şiddet biçimiyle hep burun burunaydık: Devletin erkek silahı cinsel taciz ve tecavüz, açıkça bedenimize doğrultulmuştu.
Cinsel şiddet örtük ya da açık halleriyle aslında biz kadınların ve transların gündelik yaşamımızın bir parçası. Her gün, her an üzerimizde hissettiğimiz cinsel taciz ve tecavüz tehdidi, devlet tarafından da nicedir bir işkence aracıolarak kabul görüyor, örgütlü ve sistematik biçimde kullanılıyor. Gözaltındaki ve tutuklu kadınlara ve translara yönelik bu işkenceyi yıllardır, saldırıya maruz kalanlarla birlikte deşifre etmeye çalışıyoruz. Gezi direnişinin farkıysa, devletin bu yöntemi çok daha geniş bir hedef kitlesi üzerinde tatbik etmesiydi.
Gözaltına alınan kadınlar bir bir yaşadıklarını anlatmaya başladılar. İstanbul’da 31 Mayıs’ta gözaltına alınan 7 arkadaşımızın İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde tamamen soyularak tümüyle hukuksuz ve keyfi bir “ince” aramaya tabi tutulduklarını öğrendik. İzmir’de Şakran Cezaevi’nde tutulan arkadaşlarımız da kendilerine çıplak arama yapıldığını açıkladılar. Ankara’da Eylem K., Akrep’e bindirilirken ve araç içinde üç saat boyunca keyfi olarak bekletilirken yaşadığı cinsel saldırıyı cesaretle herkesle paylaştı. Kızılay’daki eylemde gözaltına alınan D.E. uğradığı tacizi bir gazeteciye anlatırken, “Kadın ve erkeğe yönelik şiddetin birbirinden farklı olduğunu, kadınların hem dayak hem de taciz ile çift taraflı saldırıya uğradığını ve şiddet üstü şiddet gördüklerini,” söyledi. D.E., 16 Haziran günü gözaltına alınırken yaşadıklarını Facebook’ta anlattı, işittiği “hakaretleri” şöyle sıraladı: “orospu, terörist, kahpe, vatan haini…” Ve bir sürü sözlü tecavüz tehdidi. ETHA ve ANF muhabiri Arzu Demir ile ETHA Haber Müdürü Derya Okatan 18 Haziran günü ajanslarının ve evlerinin basılması sırasında polisin çıplak arama dayatmasına maruz kaldıklarını anlattılar. Birçok kadın ve trans arkadaşımız da gözaltında yaşadıkları cinsel taciz deneyimlerini paylaştılar. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın hemen hepsi, sözlü tecavüz tehdidiyle korkutulmaya çalışılmıştı. Yaşananların bu çarpıcı ortaklığı, kadınlara ve translara karşı uygulanan cinsel taciz ve cinsel saldırının sistematik olduğunun açık kanıtıdır.
Bu cinsel tahakküm yöntemleri sadece devletle olan ilişkilerimizde değil, tüm toplumsallaşma süreçlerinin de içinde. Bu yüzden, yaşadıklarımızı her zaman yüksek sesle haykıramıyoruz. Cinsel taciz veya tacize uğrama korkusu, bazılarımızı politik alanın dışına itip sessizleştiriyor, uzun süre mücadele edecekleri korkularla baş başa bırakıyor. Öte yandan aynı endişe birçoğumuzda, büyüyen ve erkek iktidarını tehdit eden bir cesaret ve kararlılığa dönüşüyor. Gezi direnişi verdiği “Bir Haziran Dersi”nde, hiçbir haklı talep ve mücadelenin sonsuza kadar şiddet ve emirle bastırılamayacağını muktedirlere anlattı. Bizler bu dersi zayıf hafızalara hep hatırlatacağız, gözaltında tacize sessiz kalmayacağız.
Bugüne kadar devlet tarafından yapılan tek resmi açıklama olan Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün açıklamasında hiçbir soruşturma, incelemeden söz edilmeksizin taciz iddiaları dayanaksızca reddediliyor. Eylem K.’nın yaşadığı şiddetten değil, “kanuna aykırı” eylem yaptığından bahsediliyor. Halbuki resmi kurumlardan beklediğimiz, gözaltında yapılan tacizler için mazeretleri yazıya dökmeleri değil, bu muameleleri bir an önce tespit edip cezalandırmalarıdır; gözaltında taciz ve şiddetin hiçbir durumda meşruiyeti yoktur.
Uluslararası birçok sözleşme ve rapor, gözaltında ve cezaevinde yaşanan her türlü cinsel saldırıyı işkence olarak tanımlamaktadır. Bu sözleşmelerde hükümetler, sözlü veya fiziksel cinsel tacizi önlemek ve cezalandırmakla yükümlü kılınmışlardır. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmaların kanunlarla farklı hükümler içermesi halinde milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınmasının anayasal bir hüküm olduğunu hatırlatırız. Bizler, hükümet yetkililerinin, emniyet mensuplarının ve polis akademisindeki akademisyenlerin bu sözleşme ve raporlardan haberdar olduklarına eminiz. Buna rağmen gözaltında cinsel taciz ve cinsel saldırının bu kadar standart ve sistematik olması bizi ikna etmiştir: Cinsel taciz devlet eliyle bilinçli olarak kullanılan bir işkence yöntemidir. Aksini kanıtlayabilecek tek girişim, taciz suçlarında sorumluluğu olan emniyet mensuplarının yargılanması ve polis teşkilatı içinde konuyla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatılması olacaktır. Bir an önce, gözaltında cinsel taciz ve cinsel saldırılara son verilmeli, sorumlular cezalandırılmalıdır.
12 Temmuz 2013
İmzacılar:
Adana Kadın Danışma Merkezi ve Sığınmaevi Derneği (AKDAM)
Amargi İzmir
Ankara Feminist İletişim
Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği
Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifi
Bağımsız Feministler
Barış İçin Kadın Girişimi
Boğaziçili Feministler
Cinsel Şiddete Karşı Kadın Platformu
Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği/ CEİD
Cumhuriyet Kadınları Derneği
Çanakkale Girişimci Kadınlar Üretim ve Pazarlama Kooperatifi
Çankırı Kadın Dayanışma Derneği
Elder Kadın El Emeğini Değerlendirme Derneği (Çanakkale)
Eşitlik İzleme Grubu/ EŞİTİZ
Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Çalışma Grubu
Ev Hanımları Dayanışma ve Kalkındırma Derneği/ EVKAD (Adana)
Filmmor Kadın Kooperatifi
Girişimci Kadınların Desteklenmesi Derneği/ GİKAD (Denizli)
Gökkuşağı Kadın Derneği (İstanbul)
İmece Kadın Dayanışma Derneği
İmece Kadın Sendikası
İstanbul Feminist Kolektif
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği
İstanbul LGBTT Dayanışma Derneği
İTÜ Cins Arı Heteroseksizm Karşıtı Öğrenci Topluluğu
İzmir Bağımsız Kadın İnisiyatifi
İzmir Çiğli Evka Kadın Kültür Evi /ÇEKEV
İzmir Kadın Dayanışma Derneği
Kadın Adayları Destekleme Derneği/ KA.DER Genel Merkezi
Kadın Çalışmaları Derneği (Ankara)
Kadın Dayanışma Vakfı
Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu/ KEİG
Kadınlarla Dayanışma Vakfı /KADAV
Kadın Eğitim ve İstihdam Derneği/ KEİD (Ankara)
Kadın Erkek Eşitliği Derneği (İzmir)
Kadın Emeği Kolektifi/ KADEM
Kadın Gazeteciler Takipte Oluşumu
Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği
Kadın Mühendisler, Mimarlar, Şehir Plancılar, Fen Bilimciler ve Teknik Elemanlar Grubu
Kadın Partisi Girişimi
KA.DER Adana Şubesi
KA.DER Kadıköy Şubesi
KAMER
KAOS-GL Derneği
Kapadokya Kadın Dayanışma Derneği
Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği/ Karkad-Der (Trabzon)
Karya Kadın Derneği
KAZETE- Bağımsız Kadın Gazetesi (İzmir)
Koza Kadın Derneği (Bursa)
Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar Dergisi
Lambdaistanbul LGBT Derneği
Lezbiyen, Biseksüel, Queer, Trans Odaklı Haz Ve Direnişten Yana Antiotoriter Otonom!- İllet
Mavi Göl Kadın Derneği (Van)
Mersin Bağımsız Kadın Derneği
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu
Muğla Kadın Dayanışma Grubu
Muş Kadınlarla Dayanışma ve Sağlıklı Yaşam Derneği
Petrol İş Kadın Dergisi
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği
Selis Kadın Derneği (Diyarbakır)
Sosyalist Feminist Kolektif
Sosyalist Kadın Meclisleri
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu
Türk Kadınlar Birliği (Tüm Şubeleri)
Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği (Urfa)
Yaşam Kadın Çevre Kültür İşletme Kooperatifi /YAKA-KOOP (Van)
Yeni Demokrat Kadın
Van Kadın Derneği /VAKAD
Başak Kültür ve Sanat Vakfı’ndan Kadınlar
Devrimci İşçi Partili Kadınlar
DİSK Kadın Komisyonu
Eğitim-Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi Kadın Komisyonu
Eğitim-Sen İstanbul 2 No’lu Şube Kadın Komisyonu
Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube’den Kadınlar
Halkevci Kadınlar
Halkların Demokratik Kongresi Kadın Meclisi
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Kadın Komisyonu
İşçi Cephesi’nden Kadınlar
Kadına Şiddete Karşı Müslümanlar İnisiyatifi’nden Kadınlar
Mavi Kalem Derneği’nden Kadınlar
Müştereklerimiz’den Kadınlar
Öteki Bisikletli Kadınlar
Özgürlük ve Dayanışma Partili Kadınlar
Plaza Eylem Platformu’ndan Kadınlar
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partili Kadınlar
Tarlabaşı Toplum Merkezi’nden Kadınlar
Tiyatro Boyalı Kuş
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Kadın Komisyonu
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu
Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği Kadın Komisyonu
Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu
Yeşiller Ve Sol Gelecek Partili Kadınlar
78’liler Federasyonu’ndan Kadınlar