Erkek Şiddetine Karşı Mor Nokta-Haberler

Yine… Kadını öldüren erkek, tahrik indiriminden yararlandı

Erzurum’un Pasinler ilçesi Ardıçlı köyünde, tartıştığı imam nikâhıyla yaşadığı Gonca Kanmaz’ı, “Bana kocalık bile yapamıyorsun” sözü üzerine, kalbinden bıçaklayarak öldürmek suçundan yargılanan Menap Bakır, tahrik indiriminden yararlandırıldı. Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Menap Bakır’ın cezası, önce ’ağır tahrik’ten 24 yıla, duruşmalardaki ’iyi hali’ nedeniyle de 20 yıla indirildi. Dosya temyiz’e gönderildi.

Polis müdürü, kadın sesine tahammül edemiyormuş!

Adana’da bir polis müdürü, kameralar önünde derdini anlatmaya çalışan bir kadını “Kadın sesine tahammül edemem. Erkeklerle konuşalım!” diyerek susturdu.
Yaklaşık 55 gündür direnen TEDAŞ işçilerinin geçtiğimiz günlerde gözaltına alınması, aileleri tarafından TEDAŞ önüne yapılan yürüyüşle protesto edilmişti. Eylem sırasında, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu kitleyi polisin engellemeye çalışması tepkiye neden olmuştu.
Ailelerin yanına gelen Güvenlik Şube Müdürü Erhan Yıldırım’a kadınlar sorunlarını anlatmaya çalışırken, Yıldırım’dan ‘ilginç’ bir tepki geldi. Güvenlik Şube Müdürü Yıldırım, derdini anlatmaya çalışan bir kadına “Ablacım bir şey söyleyeyim mi? Kadın sesine hiç tahammül edemem, erkeklerle konuşalım!” dedi.

Polisin saldırısına uğrayan seks işçisi, açtığı davada kendisi yargılandı

Seks işçiliği yaparak hayatını kazanan Begüm, 13 Şubat 2011 günü sabaha karşı, İzmir Alsancak’ta bulunan Romanya Konsolosluğu’nun önünde polis tarafından saldırıya uğradı. Dövüldü, cop darbesiyle kaşı açıldı, duygusal travma geçirdi. Mahkemeye başvurdu. Konsolosluk önünde koruma görevi yapan polis memuru H.S.’yi dava etti. H. S., polis arkadaşlarından birini tanık göstererek, farklı bir hikâye anlattı. Erkek egemen yargı homofobikliğini de gösterdi ve polis memuru beraat etti. Begüm’ün görevi yapmayı engellemekten ve hakaretten hapsine, bir de H.S.’nin avukat ücreti olan 1100 TL’yi ödemesine karar verildi. Begüm, uğradığı saldırıdan sonra, geçirdiği duygusal travma sonucu gece sokağa çıkamıyor. Kapalı mekânlarda huzursuz. Travmaya bağlı depresyon tedavisi görüyor. Fakat hayat onun için çok da seçenek barındırmıyor. Hala işsiz. Dava Yargıtay’dan dönmezse, Begüm bir yılı aşkın hapis cezasına çarptırılacak. Polis memurları ise görevlerine devam ediyor. Üstelik cezasının kesinleşmesi halinde, Begüm, erkek koğuşunda yatacak.

Trans nefreti ile İşlenen bir cinayet daha

Trans birey Nuket, trans nefretin kurbanı oldu. Silahla başından vurulan ve 40-50 bıçak darbesi alan Nuket’in cesedi, makatına şişe sokulup kırılmış bir halde sevgilisi tarafından bulundu.

Başbakandan esinle: Çocuk doğurana teşvik!

Amasya’nın Taşova ilçesinde, nüfus müdürlüğü, bebeklerini nüfusa kaydettirmeye gelen ailelere, içerisinde çocuk bezi, nazar boncuklu çiçek, oyuncak ile bebek bakım ve temizlik seti bulunan hediye paketi veriyor. İlçe Nüfus Müdürü Vahap Yılmaz, uygulamadaki amaçlarının, hem çocuk yapmayı teşvik etmek hem de yasal süre içerisinde çocukların kayıtlarının nüfus kütüklerine tescil ettirilmesini sağlamak olduğunu belirtti. Yılmaz, çocuk doğurmayı teşvik eden hediye dağıtma uygulamasını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “en az 3 çocuk” sözlerinden esinlenerek başlattıklarını söyledi. Kadın örgütleri, Başbakan Erdoğan’ın “en az 3 çocuk” sözlerine tepki göstermiş, bunun kadınları eve kapatmanın yollarından biri olduğuna dikkat çekmişti. Başbakan ise yaptığı son konuşmaların birinde çıtayı yükselterek “Artık çamaşır makinesi de var; neden 5 çocuk yapmıyorsunuz?” demişti.

Yeni trend: Tecavüz et, soruşturma açılınca emekli ol!

İstanbul Avcılar’da, N.T. adlı kadın veli, Başbakanlık, Milli Eğitim Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Avcılar Kaymakamlığı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Eğitim-Sen’e gönderdiği dilekçeyle, okul müdürünün tecavüzüne uğradığını iddia etti. N.T., dilekçesinde, çocuğunu kaydettirmek için Avcılar Mareşal Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu’na gittiğini, ancak Müdür İ.U.’nun çeşitli bahanelerle kaydı bir türlü yapmadığını iddia etti. Son olarak müdürün ‘Benimle gel’ diyerek kendisini bilgisayar sınıfına götürdüğünü, kapıyı arkadan kilitledikten sonra, tehditle oral seks yaptırdığını öne süren N.T., yaşadıklarını eşi dahil kimseye söyleyemediğini, psikolojisinin bozulduğunu ifade etti. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in televizyondaki bir konuşmasından cesaret alarak şikâyetçi olmaya karar verdiğini anlatan N.T., daha önce kimliğinin ortaya çıkmaması için bir arkadaşı aracılığıyla Avcılar Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderdiği dilekçenin “Sizin başka işiniz yok mu?” denilerek işleme konulmadığını söyledi. N.T., diğer kurumlara gönderdiği dilekçeden farklı olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’na, tecavüzden sonra cep telefonuyla müdüre belli etmeden çektiği üç kare çıplak fotoğrafı ve üzerindeki spermleri sildiği peçeteyi de delil olarak ekledi. N.T.’nin dilekçesinin ardından İstanbul İl Milli Eğitim ve Avcılar İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri soruşturma başlattı, Bakanlık da okula müfettişlerini gönderdi. Soruşturmaya el koyan bakanlık müfettişleri, suçlanan müdürün ifadesine başvurdu. Soruşturma devam ederken, okul müdürü İ.U. birkaç günlük iznin ardından emekliye ayrıldı.

AKP belde yönetiminde çalışan kadına, yönetici erkeklerden zincirleme taciz: “Bu tarz olaylara alışman lazım!”

AKP Aydın ili …belde yönetiminde 2 yıldır sekreterlik yapan N.P, Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektupta AKP’li yöneticilerin kendisini nasıl taciz ettiğini ve yaptıkları çirkin teklifleri anlattı. Başbakanlığa gönderdiği 4 sayfalık mektupta N.P “…belde başkanı İ.G’nin, kimsesiz dul bir kadına ihtiyacı olduğunu ve “Bu kişinin sen olmanı istiyorum. Sana ev dayayıp döşeyeceğim.’ dediğini… ertesi gün ilçe başkanı olan A.C.K’ ya olanları anlattığında aldığı cevabın “E güzelim… dul ve hoş bir bayansın. Bu çok normal. Beni bile tahrik ediyorsun, bunlara alışman lazım. Bu devirde dul ve güzel olmak zordur. Bu tarz olaylara alışman lazım. Yapabileceğim bir şey yok…” dediğini… Sıkıntılarına çare bulamayınca, başkanla görüşmek üzere başkanlığa gittiğinde, yerine nöbetçi olan yönetici R.C’ye olanları anlatınca, “Sana sahip çıkacak bir erkeğin olsun ister misin?”dediğini… “Başkanım ben erkek falan istemiyorum, benim büyük sıkıntılarım var, maaş alamıyorum, sigortam yatmıyor, ev kiramı ödeyemiyorum, çocuklarım evde aç. Elektrik, su faturamı ödeyemiyorum. Çaresiz durumdayım bana yardım edin…” diyerek çıktığını anlattı…

Dicle Üniversitesi’nde kız öğrencilere taciz

Diyarbakır Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Öğrenci Yurdu’nda kalan öğrenciler, son olarak 3 kız öğrencinin, kampüs içinde yurda dönerken sözlü tacize uğramasının ardından, rektörlük binasına yürüdü. Üniversitenin hastaneye açılan giriş kapısını kapatan öğrenciler, uzun süre polis ve özel güvenlik görevlilerine direndi. Üniversite yönetimiyle görüşmek için aralarından temsilci seçen öğrenci grubu, polisin uyarısı üzerine olaysız bir biçimde dağıldı. Kampüs içerisinde servis olmaması nedeniyle yurda giderken sözlü tacize uğradıklarını belirten kız öğrenciler, taciz olaylarında üniversite yönetiminin sorumlu olduğunu iddia etti.

Polis çocuğuyum, alemin kralıyım, ha bir de karımı döverim

Eşi Elvan Yıldız’ı daha önce dövdüğü gerekçesiyle boşanacakları ileri sürülen Metin Yıldız, eşi Elvan Yıldız ile birlikte balıkçı lokantasında içki içti. Siyavuşpaşa’da bulunan evlerine dönen Yıldız çifti, saat 03.00 sıralarında nedeni henüz bilinmeyen bir sebepten tartışmaya başladı. Elvan Yıldız’ın çığlıkları üzerine komşuları ailenin kavgasını polise bildirdi. Bahçelievler Polis Merkezi’ne getirildiklerinde eşinin kendisini sürekli dövdüğünü söyleyen Elvan Yıldız, darp raporu alınması için Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Burada yapılan sağlık kontrolünün ardından Elvan Yıldız, polis merkezinde ifade verdi. İfade sonrasında eliyle yüzünü gizlemeye çalışan Elvan Yıldız’ın yüzündeki şişlikler dikkat çekti. Elvan Yıldız, basın mensuplarının sorularına yanıt vermeyerek polis otomobiliyle annesinin evine gitti. Daha sonra ifade veren Metin Yıldız ise çıkışta, “Ben polis çocuğuyum. Bir ağabeyimi ziyarete geldim. Hiçbir şey yok” dedi.

Karısını öldürene ağırlaştırılmış ömür boyu ceza

Zakir Bülbül ile 2,5 yıl önce görücü usulü ile evlenen Ayten Bülbül, 9 aylık oğlu Resul’u, uyutması için babaannesi Gülperi’ye verdi. Eşi ile aynı odaya giren Ayten Bülbül’ün sabaha doğru av tüfeğiyle intihar ettiği öne sürüldü. 3 aylık hamile olduğu belirlenen Ayten Bülbül’ün şüpheli ölümü üzerine ailesi, Cumhuriyet savcılığına başvurdu. Hınıs İlçe Jandarma Komutanlığı ve Erzurum İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan araştırma sonucu, Ayten Bülbül’ü eşi Zakir Bülbül’ün av tüfeği ile başından vurarak öldürdüğü tespit edildi. Zakir Bülbül, olaydan 1 hafta sonra tutuklanarak, Hınıs Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Hınıs Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4 aydan bu yana tutuklu yargılanan Zakir Bülbül, jandarmada verdiği ifadesinde eşini kahvaltı hazırlamadığı ve yatağa gelmediği için öldürdüğünü itiraf etti. Ağır ceza mahkeme heyeti, Zakir Bülbül’ün eşi Ayten Bülbül’ü av tüfeği ile ateş etmek suretiyle kasten öldürme suçunu işlediğini sabit görerek eylemine uyan 5 bin 237 sayılı TCK’nın 81/1D maddesi gereğince ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasını kararlaştırdı.

16 yaşındaki kızı yüzlerce erkeğe pazarlayanlar tutuklandı

16 yaşındaki L.Y. ile Gürcistan uyruklu 29 yaşındaki N.M.’yi erkeklere pazarladıkları iddia edilen biri kadın, 3 kişi tutuklandı. Çocuk Şube Müdürlüğü’nde gözyaşları içinde ifade veren L.Y., aylardır yüzlerce erkeğe pazarlandığını söyledi. L.Y., Çocuk Şube Müdürlüğü’ne götürülerek, uzman pedagog eşliğinde ifade verdi. Gürcistan uyruklu N.M. ise sağlık kontrolünden geçirilip, ifadesi alındıktan sonra sınır dışı edilmek üzere Yabancılar Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Fuhuş yaptırdığı iddia edilen 3 şüpheli ise Ahlak Büro Amirliği’ndeki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheliler, ’Küçük yaşta çocuğa fuhuş yaptırmak, fuhşa aracılık ve yer temin etmek’ suçlarından çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.

Erkek adalet yine iş başında

Kısa süre önce boşanan iki psikiyatr ‘şiddet’ nedeniyle karşılıklı birbirlerinden şikâyetçi oldu. Savcı, ayrıldığı eşini dövmeye kalktığı iddiasıyla Prof. Dr. Berksun’un 7 yıl hapsini isterken, kurtulmak için elini ısırdığı iddia edilen eski eşi Psikiyatr Dr. Elif Usal hakkında da 9 yıl ceza talep etti. Dr. Elif Usal, yaşananları şöyle anlattı: “Oğuz Berksun’la 1 ay önce boşandık. Olay günü eve döndüğümde kocam, annesi ve ablasını eşyalarımı toplarken gördüm. Engel olmak istedim. Eşim beni yakalayıp ellerimi tuttu ve boğazımı sıktı. Beni bırakması için elini ısırdım. Bu arada eşim bacağıma tekme attı. Kaçıp, polisi aradım.” dedi. İddiaları reddeden Oğuz Berksun ise asıl eski karısının kendisine vurduğunu öne sürdü.

Öldürülen Oksana için yapılan gösteriler sonucu saldırganlar tutuklandı

Ukrayna’da tecavüze uğradıktan sonra yakılan 18 yaşındaki Oksana Makar’ın yaşamını yitirdiği bildirildi. Ülkenin doğusundaki Donetsk kenti yetkilileri, saldırının ardından bir eli ve iki ayağı kesilen ve akciğerleri ağır hasar gören genç kızın öldüğünü açıkladı. Makar, 9 Mart’ta Mykolaiv kentinde üç kişinin tecavüzüne uğramıştı. Saldırganlar, daha sonra boğmaya çalıştıkları genç kızı, üzerine benzin dökerek yakmıştı. Saldırıdan ağır yaralı olarak kurtulan Makar, iki haftadır hastanede tedavi görüyordu. Saldırı, ülkede büyük tepkiye neden olurken, saldırganlardan ikisinin güçlü bağlantıları nedeniyle serbest bırakılmasının ardından ülke çapında protesto gösterileri düzenlenmişti. Gösterilerin ardından yeniden tutuklanan saldırganlar, tecavüz ve cinayette teşebbüsle suçlanıyor.

Hukuka sahip çıkmayan hâkimden annelik dersleri: Kızına sahip çıksaydın

İzmir’de, parkta otururken içeceğine ilaç koyup uyuttukları 15 yaşındaki H.S.’ye tecavüz ettikleri ve bu anları görüntüleyip şantaj yaptıkları iddiasıyla 18 yıla kadar hapsi istenen iki genç, 2 yıl sonra tahliye oldu. İddiaya göre mahkeme başkanı, H.S.’nin tahliyelere itiraz eden annesine “Kızına sahip çıksaydın” dedi. Kızın avukatı, tarafsızlığını yitirdiğini öne sürdüğü hâkimi, salonda duruşma bekleyen meslektaşlarını da tanık olarak göstererek HSYK’ya şikâyet etti. Okulunu değiştirmek zorunda kalan ve bugün 17 yaşına gelen H.S.’nin ise psikolojik tedavi gördüğü öğrenildi.

Rüyasındaki ihanete tahammül edemeyip karısını bıçakladı

İzmir’de M.G., eşine bir gün önce gördüğü rüyayı anlattı. M.G.’nin rüyasında eşi F.G.’nin, kendisini aynı mahallede oturan bir kişiyle aldattığını söylemesi üzerine tartışma çıktı. M.G., mutfaktan aldığı bıçakla F.G.’yi vücudunun 15 yerinden bıçakla yaraladı. M.G., kanlar içinde yere düşen eşini evde bırakıp, kaçtı. F.G.’nin yardım çağrılarını duyan komşuları eve geldiğinde yaralı kadını gördü. Bunun üzerine durum, polis ve sağlık ekiplerine bildirildi. F.G.’nin hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi. Evde incelemelerde bulunan polis ekipleri kaçan M.G.’nin yakalanması için çalışma başlattı.

Kızını satan babalar, alıcı erkekler

Antalya’da 6 yıl önce E.Y. adlı kızı, babası Osman Y.’den 5 bin liraya aldıktan sonra satış sözleşmesi imzalatan ve küçük kıza tecavüz ettiği iddiasıyla geçen 30 Ocak’ta çıkarıldığı Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanan hırdavatçı Yusuf A.’nın yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün yapıldı. Karar veren mahkeme heyeti, kızı satın alan Yusuf A.’yı ’cinsel istismar amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ ve ’zincirleme olarak cinsel saldırı’ suçlamalarından toplam 24 yıl hapis cezasına çarptırdı. Yusuf A. ile sözleşme yaptığı iddiası ile 5 bin lira karşılığında kızını bu kişiye teslim eden baba Osman Y.’ye de ’cinsel amaçlı özgürlüğün kısıtlanmasına ve cinsel saldırıya yardım etmek’ suçlamalarından 7 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti, ayrıca nerede olduğu bilinmeyen Osman Y.’nin 3 yıl 10 ay 22 gün de velayet hakkının ertelenmesine karar verdi.

Kayıtdışıydı, hesap soramadı, ağabey ve sevgili hoyratlığı sonucu canına kıydı

Ermenistanlı Narine Mıkırtçiyan henüz 21 yaşında, Kumkapı’da yaşayan kayıt dışı bir göçmendi. Dört yıldır Türkiye’deydi ve bir gümüş imalathanesinde çalışıyordu. Üvey babası ve ağabeyiyle bir dairede kiracıydılar. Ağabeyi Zhora’nın anlattığına göre, Narine, evlenmeyi düşündüğü Orhan ile birlikte oldu. O çok sevdiği Orhan ise, gizlice çektiği Narine’nin çıplak görüntülerini bilgisayarına kaydetti. Devreye Orhan’ın kardeşi Barış girdi. Genç kızı kendisiyle yatmazsa görüntüleri ağabeyi Zhora’ya seyrettirmekle tehdit etti. Narine teklifi kabul etmeyince de dediğini yaptı. Kız kardeşinin uygunsuz görüntülerini gören Zhora, o öfkeyle Narine’ye bir tokat attı. Öte yandan Orhan ve Barış ise genç kadından şantajla para koparmaya çalışıyorlardı. İstedikleri parayı getirmezse, Narine’nin görüntülerini internete koyacaklarını söylüyorlardı. Genç kız önce işyerindeki arkadaşlarından iki kardeşin istediği parayı toplamaya çalıştı ama başarılı olamadı. Narine ve ailesi yasadışı koşullarda yaşadıkları için haklarını arayamadılar. Umutsuzluk içinde ruhsal çöküntüye sürüklenen talihsiz genç kadın çareyi canına kıymakta buldu. Çalıştığı işyerinden eve getirdiği siyanürü içerek hayatına son verdi.

Steroidle süslenen kız çocukları

Bangladeş’te 10-12 yaşlarında fuhuş sektöründe çalıştırılan kız çocukları daha olgun ve güçlü görünsün diye kısırlık ve diyabete yol açan steroidleri kullanmaya zorlanıyor. http://www.sabah.com.tr/multimedya/galeri/dunya/seks-iscilerinin-korkunc-kaderi Yüzleri ağır makyajlı ve daha çocukluktan yeni çıkmanın şaşkınlığını gözlerinde, potansiyel müşterilerini, kirden dökülen demir saçlarla örtülü kulübelerine çağırıyor. Her yaştan erkeğin uğrak yeri olan bu mekân, dünyanın en büyük Müslüman nüfusunu barından ülkelerinden Bangladeş’in başkenti Dakka’nın banliyölerinden Kandapara’da yer alıyor. Bu genelevin yeri Tangail. Tangail’in labirenti andıran daracık sokakları erkeklerden geçilmiyor. Yüzleri kemikli, çeneleri çıkık erkekler ise tercihlerini daha çok en sağlıklı ve gürbüz olan kızlardan yana kullanıyor. Bu yüzden genç kızlar, erkeklerin kas yapmak için kullandıkları anabolik steroidleri kullanarak müşterilerine daha dinç, daha sağlıklı ve daha gürbüz görünmeye çalışıyor. Uzmanlar steroid kullanımının uzun vadede kısırlığa, diyabete, yüksek kan basıncı, deri dökülmesi ve kronik baş ağrısına yol açtığını belirtiyor.

Küçük kızın tecavüzcülerinin salıverilmesine isyanı

İlköğretim okulu 8. sınıf öğrencisi olan 13 yaşındaki Ö.D.’ye tecavüz ettiği iddiasıyla 22 yaşındaki M.A., 19 yaşındaki O.S., 19 yaşındaki C.B. ve 17 yaşındaki E.S. gözaltına alındı. Mahkemeye sevk edilen şüphelilerden O.S. ile M.A. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Çocukları tecavüze uğrayan 4 çocuklu aile de Sakarya’nın başka bir ilçesine taşındı. Başka bir ilköğretim okuluna kaydettirilen Ö.D. de psikolojik yardım almaya başladı. Cumhuriyet savcılığı olayla ilgili soruşturmayı sürdürürken, çocuğun cinsel yönden istismarı suçundan tutuklu bulunan O.S. ile M.A. tahliye edildi. Tahliye kararını öğrenen Ö.D. ise ilaç içerek intihara kalkıştı. Önce çocuk bakımevine kaldırılan küçük kız, daha sonra hastaneye sevk edildi. Burada tedavisi süren Ö.D. hastanede, “Bana tecavüz ettiler. Şimdi geziyorlar.” diyerek gözyaşlarına boğuldu. Ö.D., önce komşuları olan E.S.’nin kendisine tecavüz ettiğini belirterek, “Daha sonra arkadaşları tecavüz etti. Beni okula giderken okul kapısından zorla alıp ormana götürdüler.” dedi. Kızları tecavüze uğrayan anne F.D. de kızına tecavüz edenlerin tahliye olmasına tepki gösterdi. Anne F.D., “Daha o 13 yaşında. Daha küçük. Onu kandırdılar. Ona tehdit ile tecavüz edenlerin dışarıda gezmelerini anlayamıyorum.” dedi. Baba K.D. ise kızının saldırıya uğradığı gün tecavüz şüphelilerinin okul önünden alıp götürdüklerini söyleyerek “Okula gelip kızımı alıp götürmüşler. Okul öğretmeni de bunu gördüğü halde engel olmamış.” dedi. Baba K.D. kızının okul yolunda zorla alınarak götürülmesiyle ilgili Sakarya Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de suç duyurusunda bulunduklarını söyleyerek, “Okulda kamera var. Kayıtlarda her şey görünüyor. Ancak okul idaresi bunu gizliyor.” dedi.

Tecavüzlerin ve cinayetlerin çok azı yabancılar tarafından gerçekleştiriliyor.

Taciz ve tecavüzün ”yüzde 57’si öz babalar, yüzde 4’ü öz ağabeyler, yüzde 13’ü yakın akrabalar, yüzde 26’sı ise ikinci dereceden akrabalar tarafından gerçekleşmiş.
Bir yıl içindeki cinayetlerde; 112 kadın kocaları, 23′ü sevgilileri, 20′si eski kocaları, 12′si erkek kardeşleri/ağabeyleri, 10′u oğulları veya damatları, 8’i reddettikleri erkekler, 6’sı diğer akrabaları, 5’i ise hırsızlar tarafından öldürülmüş.

İngiltere’de cinsel istismarcı 100 erkek hadım edildi.

İngiltere’de henüz deneme aşamasında olan bir adli program çerçevesinde, sağlık bakanlığı ile adalet bakanlığı tarafından ortak işletilen Whatton Cezaevi’nde tutulan 100 gönüllü mahkum hadım edildi. Uygulamanın çocuklara karşı cinsel suç oranını azaltması halinde, hadım etme işlemi tüm ülke çapında uygulanmaya başlanacak. İskandinav ülkelerinde yapılan bir araştırma, hadım etme işleminin çocuklara karşı cinsel suçları yüzde 40 oranında azalttığını göstermişti.

Siirt’teki çoklu tecavüz davasında 10 sanığa 10’ar yıl ceza

Siirt kent merkezindeki Gazi İlköğretim Okulu’nda okuyan 2’si kardeş 4 kız öğrencinin çok sayıda kişinin tecavüzüne uğradığı 2010 yılı Nisan ayında ortaya çıktı. 14 yaşındaki H.T. ve 16 yaşındaki ablası S.T.’nin başlarından geçen olayları rehber öğretmenine anlatmasıyla ortaya çıkan skandalda G.E. ve Ş.Y’ye de cinsel istismarda bulunulduğu belirlendi. Aralarında o dönemde okul müdür yardımcısı olan Fahrettin Kuzu ile arasında bakkal, manav, tuhafiyeci ve iki kamu görevlisinin de bulunduğu 39 sanık hakkında, ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ ve ‘hürriyeti tahdit’ suçundan Siirt Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Siirt Savcılığı’nın talimatıyla gözaltına alınan toplam 35 kişi sorgulandı, 15’i hakkında tutuklama kararı verildi. H.T.’nin anlatımları sonrası aranan okul müdür yardımcısı Fahrettin Kuzu, hakkında çıkan iddialardan sonra emekli oldu ve ortadan kayboldu. Kuzu, aylar sonra Batman’da yakalandı. Dosyada sadece 10 sanık tutuklu yargılanıyordu. Mahkeme bugünkü duruşmada kararı açıkladı. 10 sanığa ortalama 10’ar yıl hapis cezası verildi.

Kocasının asit dökerek yaktığı kadının isyanı: Öldürülmemi mi bekliyorlar?

Aysel Ulusu Deniz, her gün dayak yediği kocasından ayrılmak isteyince kocası yüzüne asit döküp yaktı. Bir gün nezarethanede tutulup serbest kalan koca tehditlerine devam ediyor. Devlet sadece izliyor. Aysel Ulusu Deniz, kocası işsiz kalınca bir markette çalışarak evin geçimini sağlamaya başladı. Ancak kadın, çok geçmeden kıskançlık nedeniyle şiddet görmeye başladı. Kocasından neredeyse her gün dayak yiyen kadın evi terk etmek isteyince olan oldu. Genç kadın geçtiğimiz yıl 19 Temmuz günü yaşadığı o anları şöyle anlattı: “Yatak odasında üzerimi giyinirken arkamdan geldi. Eterli bezi ağzıma dayadı. Birden gözlerim kaydı, ellerim tutmadı. 5 yaşındaki oğlum ‘Baba yapma’ diye haykırıyordu. Onun sesi ile biraz kendime geldim. Oğlumun dayak sırasında kırılan yatağının kenarına dayanarak ayağa kalktım. Koşarak mutfağa gitti. Beni bıçaklayacağını zannederek dış kapıya doğru koştum. Elimi tam kapının koluna atmıştım ki saçımdan yakaladı ve göğsüne doğru bastırdı. Elindeki asiti üzerime döküyordu. Ben çığlıklar atarken, oğlum da beni kurtarmaya çalışıyordu. Onun üzerine de asit döktü. Şişeyi son damlasına kadar üzerime boşalttı. Etlerimin parçalandığını hissettim. Oğlumla beni hastaneye kaldırdılar. O koşarak bizden önce hastaneye gitmiş. Asit kendisine de sıçradığı için onun vücudunda da yanıklar oluşmuş. ‘Karım beni de çocuğumu da yaktı’ demiş.”

Sadece bir gün nezarethanede tutulduktan sonra serbest bıraktılar. Karşılıklı şikâyet olduğu ve görgü tanığım olmadığı için onu serbest bıraktılar. Taburcu olduktan sonra babamın evinde kalmaya başladım. Evden kendime ve oğluma ait bazı eşyaları almak için babamla birlikte gittiğimizde sokakta yine bize saldırdı. Şikâyetçi olduk ama bir şey olmadı.” “11 Ekim’de boşanma davası açtım, bir yandan da ceza davası açıldı. Ceza davasında ‘Eşim beni aldatıyor çocuğu göstermiyor’ dedi. İkinci duruşma 24 Ocak’ta görüldü. 5.5 yaşındaki tek tanığım olan oğlum yaşananları anlattı, komşular benim yaşadığım şiddeti anlattı ama yine de bir tutuklama olmadı. Davanın ağır ceza mahkemesinde görülmesini ve tutuklanmasını istedik ama mahkeme bu yönde karar vermedi. Adli Tıp’a sevk etti. Hakkımda bir sürü koruma kararı var ama işe yaramıyor. Evimin önünden arabayla geçiyor. Oğlunu almaya geldiğinde saldırıyor, tehdit ediyor. Nafakayı bile ödemiyor. Benim, annemin, kardeşlerimin numarasını internete vermiş hayat kadını diye. Telefonlarımızı kapamak zorunda kaldık. ‘Anneni ve seni vururum’ diye tehdit ettiği konuşmasını kaydettim, savcılığa verdim ama yine bir şey olmadı. İlk olarak evden uzaklaştırma kararı çıkarttık. Daha sonra üç tane iletişim yoluyla ulaşmama kararı, kötü söz ve davranışta bulunmama kararı, silahı teslim etme kararları çıkarttık. Ama bir işe yaramıyor. Etrafındakilere, ‘Yarım bıraktığım işi tamamlayacağım’ diyor, tehdit ediyor. Bütün bunlara rağmen hâlâ eli kolu serbest dolaşıyor.“

Bütün bu olaylara rağmen eşini açtığı boşanma davasında kendisinden maddi ve manevi toplam 80 bin TL tazminat istediğini dile getiren Aysel Deniz, “Benim onu aldattığım gerekçesiyle böyle bir talepte bulundu. Ceza davasında şu anda hakaret, tehdit, yaralama ve basit yaralama suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Ben de yaralama suçundan yargılanıyorum. Benim ağır ceza mahkemesinde yargılanmam için savcılığa yazı yazmışlar savcılık reddetti. Bunun üzerine savcıya ‘Siz doktor niteliğinde karar veriyorsunuz biz mağduruz diyerek yeniden yazı yazmışlar. 8 aydır yaşadığımı bir ben bir de Allah bilir. Benim deli olduğumu, ağır kişilik bozukluğum olduğunu bile söylediler” dedi.

Aysel Ulusu Deniz tedavisinin sürdüğünü belirterek şunları söylüyor: “Yüzümdeki izler azaldı ama sağ kolumda ciddi hasar var. Estetik operasyon olmam gerekiyor, yanıklardan dolayı kasma var. Asitten dolayı gözlerimde problem var, görme bozukluğu yaşıyorum. Korktuğum için çalışamıyorum, hastaneye giderken bile korkuyorum. Beni öldürmesini mi bekliyorlar. Beş dava açtım. Babamı tehdit suçundan da yargılanıp altı ay hapse mahkûm oldu ama hükmün açıklanması geriye bırakıldı ancak bir sonuç yok.”

Servis şoförü tecavüzden tutuklandı

Umurlu Beldesi’nden Aydın’daki bir liseye servis aracıyla öğrenci taşıyan S.B., iki hafta önce kız öğrencilerden 16 yaşındaki A.G.’ye, iddiaya göre elle tacizde bulundu. Evli, iki çocuk babası S.B. kendisine karşı koyan A.G.’yi tabancayla tehdit etti. Tesadüfen servis aracında yaşananları gören başka bir öğrenci durumu okul müdürüne anlattı. Okul müdürü, konuyu araştırması için rehber öğretmeni görevlendirdi. Rehber öğretmenin görüştüğü öğrencilerden 16 yaşındaki H.K. da 3 yıldır servis şoförü S.B.’nin silah zoruyla tecavüzüne uğradığını anlattı. Bunun üzerine okul yönetimi, durumu polise bildirdi. Polis, şikâyet üzerine S.B.’nin servis minibüsünü Umurlu beldesi çıkışında durdurdu. S.B., gözaltına alındı. Servis minibüsünde yapılan aramada ruhsatsız bir tabanca ile iki av tüfeği ele geçirildi. S.B., polisteki ifadesinde suçlamaları kabul etmeyip, susma hakkını kullandı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen S.B., tutuklandı.

Yargı bıraktı, tören çıkışı eşini öldürdü

Kızının 23 Nisan töreni için okula giden Ayşe İnce, bir hafta önce kendisini ölümle tehdit eden ancak savcılıkça bırakılan eşi tarafından okul önünde bıçaklanarak öldürüldü. Mahkemenin iki ay önce hakkında evden uzaklaştırma kararı verdiği 34 yaşındaki Mehmet İnce, çocuğunun katıldığı 23 Nisan törenlerini izlemek için Küçükçekmece’deki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti İlköğretim Okulu’na gitti. Görgü tanıklarının ifadesine göre çift burada tartıştı. Tartışma okul dışında da devam etti. Bilgisayar programcısı Mehmet İnce bu sırada bıçağını çıkararak Ayşe İnce’ye saldırdı. Babasına ait tekstil şirketinde çalışan Ayşe İnce, kanlar içinde kaldı. Yolun karşısındaki kırtasiyenin sahibi Rıza Kaya, bacağından yaralanan kadını üzerine kapanarak saldırıya karşı korumaya çalıştı. Ancak Mehmet İnce, kırtasiyeciyi kenara itti sonra da eşi Ayşe İnce’nin bıçakla boğazını kesti. Ayşe İnce’nin yanında bulunan ablası da Mehmet İnce’yi durdurmak isterken elinden hafif yaralandı. Mehmet İnce kaçarken peşinden koşan mahalleli tarafından yakalandı. Ayşe İnce ise hayatını kaybetti. Katil zanlısı kocanın şiddetli geçimsizlik nedeniyle dört aydır eşiyle ayrı yaşadığı ortaya çıktı. Baba evine dönen Ayşe İnce’yle barışmak için sürekli telefon ettiği öğrenilen Mehmet İnce’nin bir hafta önce eşini ölümle tehdit ettiği iddiasıyla gözaltına alındığı belirtildi. Yakalanan Mehmet İnce’nin karakolda ifadesinin alındığı, sonra savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı öğrenildi. Mehmet İnce, Asayiş Şube Müdürlüğü, Cinayet Büro Amirliği’ne getirilerek sorguya alındı.

Sadece Dövmüş!

Derse giren öğrencisinin vücudunda darp izleri gören öğretmen, çocuğa ailesinin şiddet uyguladığını düşünerek genç kız ile sohbet etti. Önce babasının kendisine şiddet uyguladığını belirten 16 yaşındaki kız, daha sonra ağlayarak, babasının ve annesinin, ablası ile kendisine yaptığı cinsel işkenceleri anlattı. Genç kızın anlattıkları karşısında şoke olan öğretmen, hemen durumu okul yönetimine anlattı ve olay, adli makamlara bildirdi. Polis, astsubay V.B.’nin evinde yaptığı aramada, karısının da içinde bulunduğu kızları ile çekilmiş şiddet dolu seks görüntülerinin yer aldığı 100’e yakın CD buldu. Evde bulunan çok sayıda seks oyuncakları, kırbaçlar ve mazoşist dergiler, deri kıyafetlere de el konuldu. Zile Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan Astsubay V.B. ile karısı H.B.’nin, 19 yaşındaki kızları ile 6 yıldır, 16 yaşındaki kızları ile de son üç yıldır ensest ilişki yaşadıkları iddiası gündeme geldi. “Çocuğa cinsel istismar, darp” suçlamasıyla mahkemeye sevk edilen karı koca tutuklandı. Astsubay olan V.B. Sivas Askeri Cezaevi’ne gönderilirken, karısı H.B. ise Zile Cezaevi’ne konuldu. V.B.’nin vücudunda çeşitli dövmeler olduğu belirlendi. Bu dövmelerin arasında kızlarının isimleri olduğu görüldü. V.B.’nin, geçen yıl üniversiteyi kazanan 19 yaşındaki büyük kızını, “Hasretine dayanamıyorum” diyerek okulu bıraktırdığı bildirildi. Baba V.B. suçlamaları reddederek, “Ben sadece dövdüm” dedi. Savcının, “Bu görüntüler ne, arşiv yapmışsın” sorusu üzerine V.B., “Kendimi kötü hissediyorum” diyerek ifade vermedi. Savcının, “Neden zamanında yardım istemedin?” sorusuna anne H.B., “Beni öldürür diye korktum” yanıtını verdi. Olayın ortaya çıkması üzerine Tokat Valiliği 2 kardeşi koruma altına aldı.

Otobüste cinsel tacize 8 yıl hapis

Samsun’da 57 yaşındaki Recep G., şehir merkezinden Kalkanca Mahallesi’ne giden halk otobüsünde yolculardan 45 yaşındaki E.M’yi sıkıştırarak cinsel istismarda bulunmaktan 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı. Olay geçen yıl Mart ayında, şehir merkezinden Kalkanca Mahallesi’ne giden halk otobüsünde meydana geldi. İddialara göre işçi emeklisi Recep G. ayakta yolculuk ederken, önünde duran E.M.’ye vücudunu değdirerek cinsel tacizde bulundu. Rahatsız olan kadının uyarısına rağmen, Recep G. tacizlerine devam etti. Bunun üzerine E.M., durumu otobosün şoförüne söyledikten sonra araçtan inip, polis merkezine giderek şikayetçi oldu. Halk otobüsünü durduran polis, Recep G.’yi yakaladı. Nöbetçi mahkemeye çıkarılan sanık, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Hakkında 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Son duruşmaya katılmayan E.M., daha önce verdiği ifadesinde sanıktan şikayetçi olduğunu dile getirdiği belirtildi. Son duruşmada savunma yapan Recep G., suçlamaları kabul etmeyerek, “Otobüste giderken yaşlı bir bayana yer vermek için ayağa kalktım. Kadın da önümde duruyordu. Ancak, kendisini vücudumla sıkıştırıp taciz etmedim. Kendisine sürtünmedim. Bana ‘Az ileri gider misin?’ dedi. Ben de kenara çekildim. Otobüs kalabalık olduğu için sanırım bayan olayı yanlış anlamış olabilir” dedi. Ancak, mahkeme olay nedeniyle genç kadının ruh sağlığının bozulduğunu belirterek, Recep G.’ye cinsel istismar suçundan 8 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Recep G. kararın ardından tutuklanarak cezaevine kondu.

Ne Giydiğime Bakacağına tecavüzcüleri durdur

Dünyanın en büyük Müslüman nüfusa sahip Endonezya’da iktidar partisinin artan taciz ve tecavüz olaylarını kadınların etek giymesine bağlaması öfke yarattı. Dini İşler Bakanı Suryadharma Ali, belirlenen bir sınırdan kısa olan eteklerin yasaklanabileceğini söyledi. Ardından Meclis Başkanı Marzuki Alie, kadın politikacıların etek giymesinin yasaklanması gerektiğini savundu. Alie’nin “Son dönemde kadınlar uygun kıyafetleri giymediği için birçok tecavüz ve ahlaksız olay gerçekleşti. Erkeklerin neye benzediğini biliyorsunuz. Provokatif kıyafetler onlara bazı şeyler yaptırır.” sözleri ise kadınların sabrını taşırdı. Başkent Jakarta’da yüzlerce kadın protesto düzenleyerek “Bize ne giyeceğimizi değil, erkeklere tecavüz etmemeleri gerektiğini söyleyin.” yazılı pankartlar taşıdı. Muhalefet ise iktidarı benzine zam getirecekleri için gündemi değiştirmeye çalışmakla suçladı.

Rahimleri ‘resmen’ ve zorla alındı

Özbekistan’da son iki yıldır kadınların haberi olmadan kısırlaştırıldıkları ortaya çıktı. Başkent Taşkent’ten bir jinekolog, “Bize her yıl bir plan veriliyor. Her doktora, kaç kadına doğum kontrolü uygulaması, kaçını kısırlaştırması gerektiği söyleniyor.” diyor. Başka kaynaklar özellikle kırsal kesimlerdeki doktorlar üzerinde yoğun baskı olduğunu, haftada sekiz kadını kısırlaştırması istenen doktorların bile bulunduğunu söylüyor. Sağlık Bakanlığı’ndaki bir yetkiliye göre kısırlaştırma programının amacı, Özbekistan’ın artan nüfusunu kontrol etmek. Resmi rakamlara göre nüfus 28 milyon civarında.

Yorumlara kapalıdır.